Meme Ameliyatından Sonra Fazla Kilo Alma ya da Verme Durumu

Hayat değişiklikler ve sürprizlerle doludur. Her ne kadar, dümeni kontrol etmek mümkünse de çeşitli nedenlerle bazen istemediğimiz değişikliklere maruz kalabiliriz. Çevremizde istemeden kilo alıp verdiğini belirten çok sayıda insanla karşılaşırız.

Bize ameliyat için başvuran hastalarımız arasında, hayatı boyunca kilosunu belirli bir çizgide kormuş olanların yanı sıra, neredeyse yılda birkaç kez, onlarca kilo alıp veren insanlar da mevcuttur. Bu değişikliklerin deri ve yumuşak dokuda yarattığı sorunlar, gevşeme ve sarkma şeklindedir çoğu zaman. Bu nedenle, koruyamayacaksanız, en azından kilonuzun sabit kalmasının daha iyi olduğu bile söylenebilir.

İlgili konu: Hamilelikte Oluşan Çatlakların Estetikle Giderilmesi

Memeye silikon uygulamalarında, kişinin mevcut kilosu ve vücut özelliklerine göre bir karar verilir. İşlem sonrasında birkaç kilo alınıp verilmesi, genellikle sonucu değiştirmez. Ancak çok kilo alınacak olursa, şüphesiz silikonun boyutu değişmese de, memede yağlanmaya bağlı büyüme oluşabilir. Kilo alıp vermeler ise çok büyük miktarlarda olursa sarkmalara yol açabilir.

Silikon ameliyatlarından sonra, formun korunması, sadece ameliyat tekniği ile değil, nasıl bir yaşam sürdüğünüz, kilonuzu kontrol edip edemedğiniz ve spor yapıp yapamadığınız ile doğrudan ilintilidir.

Yanık İzleri Düzelir mi, Ne Zaman Ameliyat Edilmeli?

Yanık, insan hayatını derinden sarsan, genellikle önlenebilir kazalarla oluşan önemli bir travmadır. Çocukluk çağında yanmış çok sayıda insan, hayatları boyunca, yanığa bağlı sorunlarla mücadele eder.

Yanık izleri için gelenlerde ele aldığımız temel bazı noktalar vardır. İlk olarak, bu yanığın yarattığı sorunun fonksiyonları etkileyip etkilemediğine bakarız. Kol, el ve parmak hareketlerini etkiliyor mu? Boyun ve yüzde çekintiler var mı? Önceliğimiz, eğer varsa bunların fonksiyonları düzeltecek şekilde açılması, gerekirse deri yamaları ile onarılmasıdır.

İlgili konu: Güneşlenirken Cilt ve Deri Hastalıklarından Korunmak İçin Ne Yapmalı?

İkinci olarak baktığımız husus, izlerin kalitesi ve belirginliğidir. İz zaman zaman yaralara yol açıyorsa, kalitesiz, kötü bir deriyse, çok dikkati çeken bir izse ve daha iyi bir görüntü elde edilebilecekse ameliyatı düşünebiliriz.

Deri nakilleri, doku genişletici balonlar, yağ enjeksiyonları gibi çok sayıda teknik yanık izlerinin azaltılmasında kullanılabilmektedir. Ancak, unutmamak gerekir ki, bir yanık izini tümüyle yok etmek mümkün değildir ve nelerin elde edilebileceği ayrıntıları ile konuşulmalıdır.

Meme Protezlerinin Ömrü Ne Kadardır?

Zaman zaman gazetelerde, meme protezlerinin kaç yılda bir değiştirilmesi gerektiği ile ilgili yazılar çıkar. Aslında, meme protezleri, yedek parçalar gibi belirli bir ömrü olan ve o ömür dolduğunda değiştirilmesi gereken yapılar değillerdir. Özellikle silikon kılıf ve jel içeren protezlerin doğadaki bilinen ömrü insan ömrünün çok üzerindedir.

İlgili konu: Meme Ameliyatı Sonrasında Göğüs Silikonu Yumuşama Süresi

Bu nedenle, protezlerin belli bir zaman geçtikten sonra değişmeleri gerektiği doğru değildir. O halde, meme protezlerinin hiç değiştirilmesi gerekmez mi?

Şüphesiz, bazı tıbbi veya estetik nedenlerle meme protezlerinin değişmesi gerekebilir. Bunları sırasıyla inceleyelim:

Meme protezlerinin değişmesi için tıbbi nedenler nelerdir?

İnsn vücuduyla ilgili en uyumlu maddelerden biri olmasına karşın, meme protezlerinde kullanılan silikon yabancı bir maddedir. Nadir de olsa, vücuda yerleştirilen silikon proteze, vücut bir reaksiyon gösterebilir. Bu reaksiyon ileri düzeyde olduğunda, kapsül kontraktürü dediğimiz bir sertlik ve görüntüde bir deformasyon oluşabilir. Bazen, bu duruma ağrı da eşlik edebilir. Sorunun çözümü, kapsülün açılması ve protezin değiştirilmesi ile mümkün olabilir.

Bazı nedenlerle, protezin kılıfında bozulma, içerik kaybı veya proteze vücudun sıvı oluşturarak vereceği aşırı bir tepki de yeni ameliyatlar için neden olabilir.

Meme protezlerinin değişmesi için estetik nedenler?

Belirgin asimetriler, protezin iyi bir iletişim kurulamadığı için aşırı küçük veya büyük olması, zaman içinde kilo alıp vermeye ya da gebeliklere bağlı oluşan sarkmalar ve deformiteler de yeniden ameliyat için bir neden olabilir.

İdeal protez boyu ve şeklinin, sadece kişinin isteğiyle değil, cerrahın yapacağı ölçümler ve önerilerle belirlenebileceği unutulmamalıdır. Kesin bir boyut garanti edilemez ve ameliyat öncesi iyi bir bilgilendirme yeniden ameliyat olma ihtimalini ciddi oranda azaltır.

Dudak Damak Yarıkları ve Plastik Cerrahi

Son yıllarda, estetik cerrahi uygulamaları internet ve sosyal medyada o kadar çok işlenir oldu ki, plastik cerrahinin en temel konuları bile kamuoyu tarafından bilinmez oldu. Bunların başında gelen bir konu da dudak damak yarıkları.

Genellikle her 700-1000 doğumdan birinde dudak damak yarıkları olarak tanımlanan deformitelere rastlamak mümkün. Bu deformiteler, basitten komplekse doğru büyük değişiklikler gösterebilmektedir. Birden çok disiplini gerektiren (genetik, çocuk hastalıkları, KBB, diş hekimliği, konuşma terapisi vs) bu sorunların çözümünde, plastik cerrah hem lider hem de en önemli role sahiptir.

İlgili konu: Dudak Estetiği

Cerrahi teknikler oldukça inceliklidir ve ilk ameliyatlar büyük öneme sahiptir. Bu çocuklar iyi bir şekilde tedavi edildiklerinde hem kişisel gelişimleri, hem de topluma katkıları mükemmel olmaktadır.

Dudak ve damak yarıkları, plastik cerrahinin en temel uygulama alanlarının başında gelmektedir. Bir yakınınız böyle bir sorunla karşılaştığında, mutlaka bir plastik cerraha başvurmalıdır.

Estetik Ameliyat Olmak Pahalı mı?

Plastik, rekonstrüktif ve estetik cerrahi alanındaki ameliyatlar iki ana grupta yer alır. Rekonstrüktif cerrahi ile ilgili ameliyatlar, örneğin dudak damak yarıkları, deri tümörlerinin alınması, yanık ve sekelleri ile ilgili işlemler, doku yaralanmaları ve deri nakilleri hem SGK hem de özel sigorta kapsamında olan işlemlerdir ve devlet, üniversite ve anlaşmalı özel hastanelerde ücretsiz veya katkı payları ödenerek yapılabilir.

Buna karşın, estetik ameliyatlar, birçok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de, SGK ve özel sağlık sigortaları kapsamında yer almaz ve kişinin kendisinin karşılaması gereken ameliyatlar olarak ele alınır.

İlgili konu: Liposuction Ameliyatında Doktor Seçimi: Hangi Doktor?

Aslında, bu durum şaşırtıcı değildir. Zorunlu bir tıbbi nedenle olmayan, kişinin kendi beden algısına göre karar verdiği ve gerçekleştirdiği işlemleri, sosyal güvenlik bütçeleri içinde planlamaya hiçbir ülkenin gücü yetmeyebilir.

Estetik ameliyatlar için oluşan maliyetler çok değişkenlik gösterir. Maliyeti belirleyen unsurlar, doktorun ücreti dışında, kullanılan malzemeler ve hastane masraflarıdır. Birçok doktor veya sağlık kuruluşu, kişinin daha net olarak planını yapabilmesi için paket fiyat adı altında, verilecek hizmetin tümünü içeren rakamlar belirlerler. Bunlar, işlemi takiben kişinin beklemediği bir bütçe ile karşılaşmasını engeller.

Türkiye’de her keseye, her bütçeye uygun estetik ameliyat yaptırmak mümkündür. Özellikle büyük şehirlerde plastik cerrah sayısı yeterlidir ve yaygındır. Bütçenize uygun bir ameliyat için araştırma yapmalı ve sizin için en uygun doktoru belirlemenizde fayda vardır.

Meme Kanseri Ameliyatı Sırasında Meme Protezleri ile Onarım

Meme kanseri kadın sağlığını tehdit eden en önemli sorunlardan biridir. Erken tanı hayat kurtarır ve birçok takip programı, kadınlarda meme kanserine karşı dikkatli olunması ve erken tanı konusunda ciddi bir farkındalık yaratmıştır.

Bu nedenledir ki, son yıllarda meme kanseri artmış olmasına karşın, meme kanserinden ölümler artmamıştır.

Meme kanserinin cerrahi tedavisi sırasında memenin yeniden onarımı, kadının ameliyat sonrasında yaşadığı stresi azaltmakta ve beden tamlığı algısının bozulmamasına yardımcı olmaktadır.

İlgili konu: Mastektomi Nedir, Kimlere Yapılır?

Erken yakalanan meme kanserinin cerrahi tedavisi sırasında, meme dokusunun alınması sırasında derinin korunması ve aynı anda bir balon veya protez ile tek veya iki evreli meme onarımları yapılması, son yıllarda hem yaygınlaşmış, hem de iyi sonuçlar alınmasını sağlamıştır. Bu tip bir cerrahide, memeyi alan cerrah ile onarımı ypacak olan Plastik cerrahın uyumu ve işbirliği çok önemlidir.

Bu uygulama zaman alabilir, süreç içinde yaşanabilecek bazı sorunların çözümü için yeni planlar ve ek ameliyatlar gerekebilir. Ancak uzun vadede kadına sağladığı avantajlar nedeniyle, erken meme kanserlerinin tedavisinde tercih edilen uygulama olmalıdır.

Boyun Estetiğinde Doğal Bir Görünüm Elde Etmek

Boyun estetiği için başvuranlar, yaş guruplarına göre erken yaşlarda daha çok çene altı yağlanma ve çene ucunun yetersizliğinin yarattığı bir gurupla, ileri yaşlarda boyunda gevşeme, sarkma ve kırışıklıkların yol açtığı sorunlardan oluşan iki grupta karşımıza çıkar.

Genç grupta, çene altından yağ alınması ve çene ucuna yağ enjeksiyonu ile çözüm daha pratik iken, ileri yaş grubunda, cerrahi teknikler daha karmaşıktır.

Genellikle bu estetik ameliyatta hasta beklentisi, daha pratik ve hızlı iyileşen tekniklere artan bir ilgi şeklindedir. Kalıcı ve etkin çözümler daha çok, detaylı cerrahi uygulamaları içermesine ragmen, iple askı, thermage yüz gençleştirme gibi nispeten etkin bazı uygulamalar da giderek artan sıklıkla kullanılmaktadır.

İlgili konu: Thermage Radyo Dalgaları ile Ameliyatsız Yüz Gençleştirme Hakkında

İple askı yöntemleri, uzun zamandır gündemde olmasına karşın, etkinliği ve etki süreleri çok net değildir. Memnun hastaların yanısıra iyi sonuç alamamaktan şikayet eden örnekler de vardır. O nedenle, farklı ip ve uygulama teknikleri yayılmaktadır.

Temel sorun, uygulama anında boynu gerdiğini görseniz bile işlemi izleyen dönemde, dokuların kendini bırakabilmesi ve işlemin etkinliğini kaybedebilmesidir. Bir diğer sorun, boynu germek için kullanılan ipliklerin gergin bir hat olarak kişileri rahatsız edebilmeleridir.

Günümüzdeki teknikler incelendiğinde, boyun estetiğinde doğal bir sonuç alabilmenin en emin yolu cerrahi tekniklerle, boyundaki platisma tabakasını içine alan germe teknikleridir. Bunlar, doğal sonuç vermelerinin yanısıra uzun etkili işlemlerdir.

Üst Göz Kapağı Ameliyatı Sonrası Tekrar Sarkma Yaşanır mı?

Üst göz kapağı ameliyatı sırasında, kaş ile kirpik arasında mevcut deri alanındaki fazlalık eliptik olarak çıkarılır. Bu sırada, göz kapağının hareketleri için gerekli yaklaşık 2 cm’lik bir deri miktarının korunmasına çalışılır.

Üst göz kapağı ameliyatını takip eden yıllarda, bazen hastaların üst göz kapağında yeniden sarkıklık olduğunu düşünerek yeniden doktora başvurdukları görülür. Burada, iki sebep söz konusu olabilir. Estetik ameliyat sırasında, gerektiği kadar deri alınmamış olabilir. Bu durumda, revizyon yapılarak bir miktar daha deri çıkarılabilir.

İlgili konu: Göz Altı Çukuru ve Çöküklükte Tedavi ve Estetik Ameliyatlar

Bazen, yapılan ölçümlerde, üst göz kapağında fazla bir deri olmadığı, ancak kaşların bağlantılarının zayıflaması ile aşağı doğru yer değiştirerek üst göz kapağında bir yığılmaya yol açtığı görülür.

Bu durumda, üst göz kapağından ilave deri almak doğru olmaz. Aksine üst göz kapağındaki fazlalığa dokunmadan kaşların yükseltilmesi için gerekli teknikleri uygulamak gerekir.

Vajina Estetiği Sonrası Normal Doğum mu Sezaryen mi?

Vajina estetiği, vajinanın özellikle giriş bölgesinde yapılan bir daraltma işlemidir.

Vajinanın daraltılması, vajinanın esneme kapasitesini yok etmese de azaltalabilir; yine de vajina estetiği yapılmış bir hastada normal doğum mümkün olabilir.

İlgili konu: Yara İzi Olmadan Estetik Ameliyat Mümkün mü?

Ancak yapılan işlemden, doğumu yönetecek hekimin haberdar edilmesi iyi olur. Doğum sırasındaki müdaheleyi planlamak, gerekirse vajinayı genişletecek bir kesi yapmak söz konusu olabilir.

Bir doğumun sezaryen ile yapılması için gerekli tıbbi koşullar bellidir. Bunların arasında vajina estetiğinin yapılmış olması yer almaz. Yine de, normal doğuma karar verilirken doğum sürecinde bir zorlukla karşılaşılabileceği ve istenmeyen yırtıklar olabileceği göz önünde tutulmalıdır.

Hipertansiyon, Şeker ve Kalp Hastalıkları Estetik Ameliyata Engel mi?

Kontrol altında olan, düzenli takiplerin yapıldığı, yapılan laboratuvar tetkiklerinde değerlerin normal sınırlar içinde olduğu hipertansiyon, şeker ve kalp hastalıklarında estetik ameliyata engel yoktur.

Önemli noktalardan birisi, bu kişilerin kullandıkları ilaçlar ve onları düzenli kullanıp kullanmadıklarıdır.

Kalp hastalarının bir bölümünde kanı sulandırmak amacıyla kullanılan ilaçlar, estetik ameliyatların iyileşme süreçlerini olumsuz etkileyebilir, kanama ve morluk oluşumunu arttırabilir. Bu nedenle, kalp hastalarında tedaviyi düzenleyen doktora danışılarak ameliyattan önce kan sulandırıcıların kesilmesi ve bir süre kullanılmaması doğru olur.

İlgili konu: Sağlık Sigortaları Estetik Ameliyatları Karşılar mı?

Hipertansiyon, kan basıncının yüksek olduğu bir sorundur. Uzun süre tedavisiz kalınırsa, yüksek kan basıncının yol açtığı organ hasarları oluşur. İlaç ile kan basıncının kontol altında tutulması mümkündür ve kontrol altında tutulan bir hipertansiyon hastasında rahatlıkla ameliyat yapılabilir.

Şeker hastalarında durum, hem şeker düzeyinin kontrolüne, hem de şeker hastalığı süreci içinde zarar gören organların durumuna bağlıdır. Hastalık kronik bir hastalıktır ve ilaçların düzenli kullanılmadığı ve hastalığın kontrolsüz kaldığı durumlarda organ hasarı daha çoktur.

Kronik hastalıklar, iyi tedavi edildikleri ve ameliyat öncesi kontroller titizlikle yapıldığı sürece estetik ameliyatlar yapılabilir. Kullanılan tekniklerde hastalığa uygun düzenlemeler ve ameliyat sonrası takipte daha özenli olmak gerekebilir.