Liposuction Ameliyatı Sonrası Kilo Almak Nasıl Önlenir?

Liposuction ile ilgili çok sayıda yanlış bilgi vardır. Bunların başında, liposuction yaptırmanın tekrar kilo almayı önleyebileceği gelir. Bu kesinlikle mümkün değildir. Liposuction yapılmış bile olsa kişi aşırı kalori alırsa kilo almaya devam eder. Bu nedenle, liposuction yaptırmış bile olsanız kilo kontrolü için egzersiz ve diyet kaçınılmazdır.

Liposuction hangi bölgede yağ birikimi fazlaysa bunları azaltmak için kullanılan etkin bir yöntemdir. Vücutta yağ dağılımı kişiden kişiye değişir. Akdeniz tipi insanlarda basen ve kalçalarda yağ dağılımı fazlayken, İskandinav tipi kadınlarda karın yağlanması daha fazladır.

İlgili konu: Liposuction’da En Fazla Ne Kadar Yağ Alınır?

Ultrason eşliğinde yapılan ölçümler bize deri altındaki yağ dokusu kalınlığını rahatlıkla gösterirler. Liposuction işleminde yapılan, işte bu fazla yağ birikimi olan bölgelerdeki yağ dokusunu azaltmak ve böylece dengeli bir yağ dağılımı sağlamaktır.

Liposuction sonrası kilo kontrolü, liposuction yaptırmamış kişilerdekinden daha farklı değildir. Alınan kaloriyi sınırlı tutmak ve harcanan kalori miktarını da arttırmak gerekir. Karbonhidratlı gıdalardan kaçınmak, düzenli egzersiz yapmak temel prensiplerdir.

Alt Çene Ameliyatı Kimlere Yapılır, Nasıl Yapılır?

Alt çenenin üst çeneye göre önde veya arkada oluşu cerrahi çözüm gerektiren bir sorundur. Ortodontik tedavilerle çözülemeyecek düzeyde bir sorun olduğunda, alt çenenin ilerletilmesi veya geriletilmesi işlemi yapılır. Bu işlem genellikle 18 yaşından sonra planlanabilir. Öncesinde bir ortodontik hazırlık gerekir ve işlem sonrasında da ortodontik planlama devam ettirilir.

Alt çenenin ileri veya geri olması genetic veya gelişimsel bir sorun olabileceği gibi travmalardan sonra da görülebilir. Sefalometrik analiz yapılarak sorunun düzeyi ortaya konur ve çözüm yolları incelenir. Cerrahi teknikler oldukça ilerlemiş durumdadır ve istenilen miktarda değişiklikler sağlanarak kemik sabitlenebilir.

İlgili konu: Üst Çene Ameliyatları Kimlere Yapılır?

Alt çene ameliyatlarına bazen çene ucu ameliyatları eklemek gerekebilir. Çene ucunun büyütülmesi, öne kaydırılması veya geriletilmesi için kombine işlemler yapılabilir.

Alt çene ameliyatlarında insanın görüntüsü kadar hatta daha önemlisi dişlerin kapanımının iyi bir çiğneme yapılmasına izin verecek düzeyde hizalanması hedeflenir. Bu nedenle, alt çene ameliyatları plastik cerrah ve ortodontist işbirliği gerektirir.

Boyun ve Sırt Ağrıları Meme Küçültme Ameliyatı ile Çözülür mü?

Son yıllarda boyun ve sırt ağrıları ile ortopedi veya fizik tedavi hekimlerine başvuran hastalara memelerinin iriliğinin şikayetlerinin nedeni olabileceği söylenerek meme küçültme ameliyatı için plastik cerrahlara yönlendirildiklerini görüyoruz. Boyun ve sırt ağrılarının birçok nedeni arasında artık meme iriliği de yer almaktadır.

Memenin iriliği duruş bozuklukları, omuzlarda sütyen askısının izinin oluşması, sırt ve boyun ağrıları ve meme altında pişik gibi birçok soruna yol açabilir. Bu nedenle, artık meme iriliği sadece estetik bir sorun değil, fonksiyonel bir sorun olarak adlandırılır. Ameliyatla meme küçültüldükten sonra boyun ve sırt ağrılarında azalma, giyim kuşam ve hareketlerde rahatlık görülür. Meme altında kaşıntı ve kızarıklıklar azalır.

İlgili konu: Göğüs Küçültme Ameliyatı ile Vücutta Yaşanan Değişimler

Meme vücuttan öne doğru çıkıntılı bir organ olduğu için irileştiği zaman vücudun ağırlık dengesini bozar. Duruş bozukluğuna yol açar. Özellikle gençlerde, memenin iriliğini gizlemek için öne doğru omuzları düşürerek pozisyon almak doğal olmayan bir pozisyondur ve sırt, boyuna yük bindirir.

Meme küçültme ameliyatları memenin estetik görünümü kadar, kişinin rahat hareket etmesini ve dengesini sağlayan ameliyatlar olarak fonksiyonel ameliyatlar gurubunda yer alırlar.

Yüz Gençleştirmede Dolgu Uygulamaları ve İğneyle Gelen Güzellik

Yüz gençleştirme için yapılan ameliyatların değeri ve sağladıkları tartışılamayacak kadar belirgin ve üstündür. Ancak, bu uygulamalar genellikle radikal değişiklere yol açar ve bazen uzun iyileşme süreleri gerektirirler.

Başlangıçta sadece yanak çizgisinin azaltılmasında kullanılan Hyalunorik asit dolguları, uygulamaların giderek gelişmesi ile elimizde bir ameliyatsız estetik tekniğine dönüştü. Biz bunu iğneyle gelen güzellik olarak adlandırıyoruz.

İlgili konu: Elmacık Kemiği Dolgusunun Etkisi Ne Zaman Geçer?

Enjeksiyon için en sık kullanılan dolgu maddesi Hyalunorik asit. Dünyada 20 milyonun üzerinde kullanıldığı biliniyor ve güvenli, yan etkileri oldukça az olan bir dolgu maddesi. Vücudun doğal yapısı içinde bulunuyor.

Uygulama yerleri için sınırsız terimi kullanılabilir. Şakak boşluğunun doldurulması ve çenenin şekillendirilmesinde bile kullanmak mümkün.

İğneyle gelen güzellik, plastik cerrahların önemli uygulamalarından biri haline geldi ve ameliyatsız tekniklerin başında geliyor.

Liposuction’da En Fazla Ne Kadar Yağ Alınır?

Vücuttaki fazla yağların hangi bölgelerde olursa olsun vakumla yağ alma yani liposuction yöntemi ile alınması birçok insanın hayalidir.

20 kilo fazlalığınız olduğunu düşünelim. Bir ameliyat ile bunların tümünden, tek seferde yapılacak bir cerrahi islem ile kurtulmak ne güzel olurdu! İstediğiniz herşeyi giymek, incelmek ve bir sonraki işleme kadar canınız ne istiyorsa yiyip içebilmek ne müthiş bir hayal!

Ne yazık ki yukarıda sözünü ettiğimiz ütopya, mevcut tıp yöntemleri ile tam bir hayal. Liposuction ile vücut için ciddi bir tehlike yaratmadan alınabilecek yağ miktarı sınırlıdır ve bu miktarın genellikle vücudun %10’u kadarı olduğu söylenebilir. Bu sınırın aşılması, vücudun sıvı dengesi açısından ve metabolik anlamda ciddi sorunlara yol açabilir.

İlgili konu: Liposuction Türleri: Lazer, Vazer ve Klasik Arasındaki Farklar

Bir bölgeden alınacak yağ miktarı ve elde edilecek sonuç, aynı zamanda o bölgedeki deri yapısına da bağlıdır. Derinin gevşek olduğu alanlarda, hastalar genellikle sorunun o bölgedeki yağa bağlı olduğunu ve yağ alınınca tüm sorunun çözüleceğini düşünürler. Bu tam bir yanılsamadır. Yağ alınınca derinin toparlanması bir yana deri daha çok sarkabilir. Böyle bir durum varsa tek başına liposuction değil deriyi de düzeltecek germe işlemlerini düşünmek gerekebilir.

Özetle, liposuction vücudun her yerine sınırsızca uygulanabilecek bir işlem değildir. Özellikle, kontur düzeltimine gerek duyulan işlemlerde yararlıdır ve iyi sonuç verir.

Estetikten Sonra Burun Ucu Düşer mi?

Burun ameliyatı için başvuranların çoğunun “burun ucu düşer mi” diye sorması bilimsel olarak nasıl açıklanabilir?

Bu konuda genel bir kaygı varsa, konunun derinliklerine gitmekte fayda var. Burun düşmesinden ne kastediliyor? Dikkatli sorgulanınca, burun ucu düşmesi derken ameliyattan sonra iyi görünen bir burnun zaman içinde deforme olmasının, burun ucunun başta kalkık olup zamanla aşağı doğru uzamasının kastedildiğini anlıyoruz.

İlgili konu: Burun Ameliyatı Sonrası Ödem İçin Nasıl Masaj Yapılmalı?

Ameliyat sonrasında, burundaki kalıbın açılması ile gördüğünüz sonuç aslında nihai sonuçtan biraz farklıdır. Burun henüz ödemlidir, şiştir, kıkırdak ve kemik yapının ayrıntıları henüz tam olarak anlaşılmamaktadır. Başarılı bir burun ameliyatından sonra burundaki değişiklikler ilerleyen aylarda olumlu yönde olur. Şişlikler azalır, burun küçülür ve detayları, açıları daha iyi anlaşılır.

Buna karşın ameliyat başarılı değilse, başta sorunları gizleyen şişlikler azaldıkça sorunlu bölgeler ortaya çıkar ve deformiteler görülür. Belki de halk arasında “başlangıçta iyiydi ama zamanla burun ucu düştü” diye tarif edilen konu budur.

Modern rinoplasti, burun ucu başta olmak üzere, destek yapılarını koruyan, hatta güçlendiren bir teknikle uygulanır. Bazen iyileşme süreci uzasa bile, şişliklerin geçmesi zaman alsa bile burun uzun yıllar stabil yapısını korur.

Hızlı Kilo Verince Oluşan Sarkık Meme İçin Ameliyat

Son yıllarda en önemli sağlık sorunu obezite olarak da adlandırılan aşırı kilo alımı. Bu konu dünyanın birçok ülkesinde giderek artan bir sorun olarak karşımıza çıkmakta ve çözüm yolları arasında da diyetten egzersize ve mide küçültücü ameliyatlara kadar birçok yöntem uygulanıyor.

Özellikle meme küçültme ameliyatları ve agresif diyetler, hızlı ve çok kilo verilmesine yol açıyor. Aşırı ve hızlı kilo vermek ise vücutta önemli deri sarkıklıklarına ve deformitelere yol açıyor. 20-25 kiloyu aşan kilo değişikliklerine vücudun adapte olması pek kolay olmuyor.

İlgili konu: Yağ Aldırma Ameliyatı (Liposuction) Hakkında

Karın, kol ve bacaklarda görülen sarkmaların yanısıra memede de gevşeme ile sarkma kaçınılmaz olarak karşımıza çıkabiliyor. Karın, kol ve bacakta fazla derinin alınması iyi sonuç verirken memede, fazla derinin alınması değil, daha çok memeye iyi bir şekil verilmesi ön plana çıkıyor. Bu da memeye şekil verecek dokunun olup olmadığı, takviye olarak bir silikon kullanılıp kullanılmayacağını, fazla derinin en az iz ile nasıl toparlanacağını gündeme getiriyor.

Hızlı kilo verilmesine rağmen yeterli meme dokusu varsa silikon protez kullanılmadan işlemin yapılması mümkün olabiliyor. Eğer yeterli doku yoksa, silikon protez eklenmesi olmazsa olmaz bir durum.

Bu konuda genel kurallar; kilo verme sürecinin artık durmuş olması ve kilonun stabilize olması gerekli. Meme dokusunun meme ultrasonu ve mamografi ile kontrolu gerekli. Silikon gerekip gerekmeyeceğinin belirlenerek hastanın bilgilendirilmesi gerekli. Ameliyat sırasında, fazla derinin atılması işleminin mümkün olan en az iz ile ve uygun gerginlikle yapılması gerekli.

Çene Ucunun Büyütülmesi İçin Neler Yapılabilir?

Bazı kişilerde az veya çok çene ucunun veya olduğu gibi çenenin küçüklüğüne rastlanılır. Özellikle kişinin profil görüntüsünü olumsuz etkileyen bu durumla ilgili çeşitli çene ucu estetiği çözüm yolları mevcuttur.

Bunları basitten komplekse doğru ele alırsak ilk sıraya geçici dolguları koyabiliriz. HA (hyalunorik asit) dolguları yaklaşık 10-12 aylık etkileri ile çene ucunda kullanılabilecek en basit dolgulardır.

Bunu Radiesse olarak adlandırılan hidroksiapatit içeren dolgu izler. Daha yoğun ve uzun etkili bu dolgu çene ucunun büyütülmesinde belirgin bir değişiklik sağlar.

İlgili konu: Çene Eklem Bozukluğu Nedir, Nasıl Tedavi Edilir?

Bir diğer yöntem, kişinin kendisinden alına yağ dokusunun konsantre edilerek çene ucunun büyütülmesinde kullanılmasıdır. Büyük oranda kalıcı bir tekniktir, bazen ilave enjeksiyonları gerektirir.

Çene ucunun 4-5 mm’den daha fazla büyütülmesi gerektiğinde, silikon veya medpor adını verdiğimiz çeşitli boy ve şekilde tasarlanmış çene ucu protezleri cerrahi olarak yerleştirilebilir. Bunlar çene altı veya ağız içinden yapılan kesiler ile yerleştirilirler.

Son olarak, çene ucu kemiğinin kesilerek ilerletilmesi ya da araya kemik greftleri yerleştirilmesi tarzında ameliyatlar da çene ucunun büyütülmesinde kullanılır.

Silikon Meme Protezleri ve Nadir Rastlanan Lenfomaların İlişkisi

Silikon meme protezleri 1960’lardan beri milyonlarca kadında kullanıldı. 1990’larda FDA’nin bir dönem için silikonun güvenliği ile ilgili bekleme dönemi dışında güvenle kullanıldı ve kullanılmaya devam ediyor. Silikon protez teknolojileri daha iyi ve sağlıklı protez standartları yönünde gelişirken önemli bir gelişme ise kullanılan protezlerin dış kabuklarında pürtüklü bir yüzeyin yaratılması oldu. Bu yüzeyin protezin çevre dokuya yapışarak bütünleşmesi hedeflendi ve sonuçlar birçok açıdan yüz güldürdü.

Ancak son yıllarda, çok sayıda olmasa da dünyada silikon meme protezi olan kadınlarda toplam 170 kişide nadir görülen bir Lenfoma (lenf kanseri) görüldü. Dünyadaki toplam meme protezi olan milyonlarca kadına kıyasla bu sayı bir alarm oluşturmaktan uzak olsa da, bilim adamları bu gelişmenin protezlerle ilişkisine odaklanmış durumda. Öncelikle, bu lenfomanın davranışı normal lenfomalardan çok daha yavaş ve protezle çevresini saran kapsülün çıkarılması büyük oranda tedaviyi sağlıyor.

İlgili konu: Meme Ameliyatı Sonrasında Göğüs Silikonu Yumuşama Süresi

Genellikle, memede şişme, silikon çevresinde sıvı birikmesi ile ortaya çıkan bu durumda tanı, sıvının patolojik incelenmesi ile anlaşılıyor. Tedavide henüz bir fikir birliği olmasa da silikon ve çevresindeki kapsülün çıkarılması şart.

Bu konu henüz silikon meme büyütme için başvuranlara verilen bilgi formları içinde yer almasa da, nadir de olsa böyle bir duruma dünya literatüründe rastlanıldığı yönünde bilgi verilmesinin doğru olacağı yönünde, Amerikan Plastik Cerrahi derneği görüş bildirmiş durumda.

Önümüzdeki aylarda bu konuda daha net bilgilerin ortaya çıkacağına inanıyoruz. Silikon protezleri örten pürtüklü yüzeylerin doku üzerinde kronik bir tahriş yaratarak bu sonucu doğurma ihtimali üzerine çalışmalar mevcut.

Estetik Alanında Sosyal Medyada Nelere Dikkat Edilmeli?

Son yıllarda internet dünyası ve sosyal medya bir fenomen olarak hepimiz hayatına girdi. Girmekle kalmadı, özellikle gençler için bir yaşam biçimi haline dönüştü. Moda, alışveriş ve bilgi paylaşımından sağlık, yaşam ve seyahate kadar birçok uygulama ile hepimiz bu avantajlardan yararlanıyoruz.

Ancak sosyal medyada paylaşılan bilgi ve özellikle reklamların doğruluğu ve güvenilirliği konusunda temkinli ve dikkatli olunmasında fayda var. İnternet dünyası, herkesin kendisini istediği gibi sunmasını sağlayan yönleri ile güvenilirlik açısından birçok sorunu da beraberinde getiriyor.

İlgili konu: Estetik Ameliyat Öncesi Doğru Doktor Nasıl Seçilir?

Çok yoğun ameliyatlar yaptığını, hastalarının mutluluğu ile yorgunluğunu unuttuğunu belirten doktorlara bu kadar çok sosyal medya paylaşımı için nasıl zaman bulduklarını sormak yanlış olmaz. Aslında, bazılarının birer sosyal medya danışmanı aracılığıyla, hatta fotoğrafçıları ile dolaştığını öğrenince bu konunun hangi yönlere kaydığını da düşünmek gerekiyor.

Sosyal medya ve internet günümüzün gerçeği. Sınırlamak, engellemek bir yana denetlemek bile neredeyse imkansız. Bu konuda, paylaşılanlara biraz dikkat ve şüphecilikle yaklaşmakta yarar olduğu kanısındayım.