Tam karın germe ameliyatlarında, kasık bölgesinden yapılan uzun bir kesi ile karın derisinin fazla bölümü çıkarılır ve karın düzleştirilir.

Bu işlem, kasıktan karına doğru uzanan duyu liflerinin kesilmesine ve böylece karın derisinde bir hissizliğe yol açabilir. Bu hissizlik ilk aylarda çok daha belirgindir, zaman geçtikçe azalır. Ancak tamamen düzelmesi neredeyse imkansızdır. Aynı sorun, sezaryen ameliyatlarından sonra da karşımıza çıkabilir.

İlgili konu: Karın Germe Ameliyatı Kaç Yaşında Yapılabilir?

Kesilen sinirler tamamen iyileşmez. Duyudaki düzelme, çevreden merkeze doğru gelişen yeni sinir ağları ile oluşur ve duyu kalitesi bir miktar farklıdır. En azından koruyucu duyu dediğimiz, soğuğu sıcağı ayırmamıza yardımcı olan bir his gelişir.

Karın ameliyatlarının tümü aynı değildir. Daha sınırlı işlemlerin yapıldığı ameliyatlarda şüphesiz duyu değişiklikleri ve gelişimi farklı olacaktır. Yine de karın ameliyatlarından sonra özellikle alt karın bölgesinde kalıcı duyu değişikliklerinin olacağını bilmek ve ona göre karar vermek gerekir.

Yüzde gençlik bulguları arasında derinin parlaklığı, canlılığı dışında elmacık kemikleri üzerinde dolgunluk ve yanağa doğru bir düzlük olması sayılabilir. Yüzün yaşlanmasına bakıldığında, elmacık kemikleri üzerindeki volümün zaman içinde azaldığı ve yanağın çene hattına doğru dolgunluğunun artması ve yüzün kareleşmesi görülür.

Bu nedenle, elmacık kemiği üzerinin dolgunlaştırılması gençleştirme işlemleri arasında sayılır. Ancak, bu noktada aşırıya kaçılması doğal olmayan, hatta çirkin sayılacak sonuçlar yaratabilir.

İlgili konu: Çökük Yanaklar İçin Estetik Ameliyat ve Uygulamalar

Elmacık kemiğinin çok yetersiz olduğu durumlarda, bu bölge için dizayn edilmiş protezler kullanılır. Bunlar silikon veya doku ile uyumlu farklı malzemelerden hazırlanabilirler. Ağız içi veya göz kenarından girilerek bu protezler yerleştirilebilir. Farklı tip ve boyutlardan uygun olanı seçmek için simulasyon programları kullanılabilir.

Protez gerektirmeyen veya hastanın protezi kabul etmediği durumlarda, başta yağ enjeksiyonları olmak üzere HA dolguları veya hidroksi apatit kullanılabilir. Enjeksiyon tarzındaki bu uygulamalarla hastane yatışı gerekmeden işlem yapılabilir ve zaman zaman yinelenmeleri gerekebilir.

Çene eklemi son derece kompleks bir eklemdir ve çiğneme fonksiyonları için hayati bir öneme sahiptir. İnce anatomik yapılarla örülü bu mekanizmada en ufak bir bozulma, ağrı, zorlanma, şişlik veya çeneden gelen sesler dahil olmak üzere çok sayıda bulgu görülebilir.

Bazen eklemi tutan bağlar gevşer ve eklem çıkıkları oluşabilir. Nadiren ankiloz denilen eklem sertleşmeleri ile de karşılaşılabilir.

İlgili konu: Çene Küçültme Ameliyatı Nasıl Yapılır?

Çene eklemi bozukluklarında atel kullanımı, ağız plakları ve tıbbi tedaviler önceliklidir. Bu tedavi seçenekleri ile genellikle başarılı sonuçlar alınır. Sonuç alınamadığı durumlarda veya ilerlemiş olgularda cerrahi seçenekler gündeme gelir.

Çene eklemini ilgilendiren ameliyatlar öncelikle MR ile yapılan incelemelerle netleştirilir ve bozulan yapılara özgü düzenleyici veya onarıcı ameliyatlar yapılır. Bir kısmında bağ transferleri, kıkırdak nakilleri gibi kompleks işlemler kullanılır. Hepsinde ameliyat sonrası fizik tedavi uygulamalarından yararlanılır.

Alt çenenin yeterince gelişmemesi, bazı doğumsal anomalilerde olabileceği gibi, genetik nedenler veya çocukluk çağında oluşan bazı travmaların çene gelişimini engellemesine bağlı olarak gelişebilir. Bu gelişim geriliği çok sınırlı olabileceği gibi görünümü ileri derecede etkileyecek ve dişlerin kapanımına olumsuz etkisi ile beslenmeyi bozabilecek düzeyde de olabilir.

Alt çene geriliğinin dişlerin birbiriyle kavuşmasını engellemesi kaçınılmazdır. Dişler iyi bir şekilde kapanıyorsa çene ucu yetersizliğinden söz edilebilir.

Çene ucu yetersiz ise çene ucuna konulabilecek protezler veya kalıcı/geçici dolguların yanı sıra çene ucundaki kemiği keserek ilerleten teknikler kullanılabilir. Hangi tekniğin kullanılabileceği kemik filmlerinin incelenmesi ve yumuşak doku ölçümleri ile birlikte değerlendirilir.

İlgili konu: Alt Çene Ameliyatı Kimlere Yapılır, Nasıl Yapılır?

Alt çenenin olduğu gibi geride olduğu, dolayısıyla dişlerin birbiriyle ilişkisinin bozuk olduğu durumlarda ortodontik tedavilerle kombine edilmiş cerrahi girişimler planlanır. Diş açılarının düzenlendiği ve bazen 1 yıl kadar süren bir ortodontik hazırlık döneminden sonra alt çene kemiği kesilerek öne doğru ilerletilir. Bazen araya kemik yamaları koymak veya ilerletme işlemini bazı aparatlar yardımıyla tedrici olarak yapmak gerekebilir.

Alt çenenin ilerletildiği çene ameliyatları dramatik sonuçlar sağlar. Profil görüntüsü ciddi oranda değişir ve düzelir. İyileşme süreci bazen zaman alır ve beslenmede kısıtlılık gerekebilir. Sert gıdalardan bir süre kaçınmak ve ameliyat sonrası ortodontik tedaviye devam etmek gerekebilir.

Burun ameliyatından uyanıldığında anesteziye bağlı bir sersemlik hissi mevcuttur. Burun üzerinde plastik bir kalıp mevcuttur ve burun uyuşuktur. İlk saatlerde ameliyatta yapılan bazı ilaçlara bağlı olarak burun uyuşuk hissedilir. Biraz bulantı hissi de olabilir.

Burun ameliyatından sonra şişliği kontrol etmek amacıyla yüze soğuk uygulamaları yapılır. Bu uygulama aynı zamanda ağrı kontrolü konusunda da yardımcıdır. Genellikle ameliyattan 3 saat geçtikten sonra yumuşak gıdalarla beslenmeye başlanır ve hasta kendini iyi hissediyorsa kalkmasına ve yürümesine izin verilir.

Nadiren bulantı devam edebilir, hatta hasta kusabilir. İlerleyen saatlerde göz çevresinde bir miktar şişlik ve morluk başlayabilir. Şişlik ve morluk ameliyat kadar anesteziye hatta hastanın özelliklerine de bağlıdır.

İlgili konu: Burun Ameliyatı Sonrası Yapılmaması Gerekenler

İlerleyen saatlerde aralıklı ağrı kesici kullanımı, soğuk uygulamalarına devam etmek ve dinlenmek iyileşme sürecine katkı sağlar.

Ameliyatın ertesi günü genellikle, anesteziye ait sersemlik hissi ve bulantı hissi kaybolmuştur. Ağrı hemen hemen hiç yoktur. Şişlik ve morluk bir miktar artmış olabilir. Kişi daha rahat hareket eder ve beslenir. Bugünü de dinlenerek geçirmek ve soğuk uygulamalarına devam etmekte fayda vardır.

Ameliyatın yarattığı rahatsızlıklar en çok ilk iki gün içinde görülür ve üçüncü günle birlikte gündelik hayata büyük oranda görülür ve basit ağrı kesiciler, burun içini rahatlatan spreyler ile tedaviye devam edilir.

Kilo alıp veren kişilerde sorun yaratan alanlardan birisi bacaklardır. Bazı kişilerde, kiloları normal olsa bile genetik nedenlerle bacaklarda kalınlık ve sarkma olabilmektedir. Özellikle yaz aylarına girerken kısa etek ve şort gibi giysilerin kullanımının artması ile bu sorunu için başvuran hastaların sayısı artar.

Bacaklarla ilgili ne yapılabilir? Öncelikle sorun incelenmelidir. Yağlanmada artış var mı? Hangi bölgeler daha yağlı? Yağ dokusunun biçimi ve kalınlığı nasıl? Deri sarkık mı? Değilse sarkmaya eğilimli mi? Hangi bölgelerde deri gevşek veya gergin?

Kişinin kilo profili nasıl? Hemen bir müdahale yapılabilir mi? Öncesinde kilo vermesi daha iyi olur mu? Spor yapıyor mu? Yapmıyorsa spordan fayda görür mü? Yapılacak işlem iz bırakır mı? Bırakırsa nerede bırakır? Sonucun iyi olmasını engelleyecek faktörler var mı? Bütün bunlar gözden geçirilerek bir değerlendirme yapılır.

İlgili konu: Bacak İçin Yağ Aldırma Ameliyatı Yaptırmalı mıyım?

Ana hatları ile yağlanmanın çok olduğu bölgelerde, liposuction yöntemleri kullanılır. Bölgedeki yağın azaltılması bir incelme sağlar. Önemli olan derinin, yağ alındıktan sonra adapte olup olmayacağıdır. Deri sarkacaksa, deriyi toparlayan yöntemlerden birine başvurulur.

Hafif bir gevşeklik söz konusu ise, lazer uygulamaları ile deri bir miktar sıkılaştırılabilir. Gevşeklik çok, hatta sarkıklık varsa deriyi çıkararak geren yöntemlere geçilir ve bu yöntemler iz bırakan yöntemlerdir. Sorun bacağın üst bölümlerinde ise kasıkta enine bir kesi ile işlem yapılır. Ancak, sarkma tüm bacak boyunca ise uzunlamasına bir kesi kaçınılmazdır. Bu iz olabildiğince, içte kalacak ve daha az dikkati çekecek şekilde planlanır.

Özetlemek gerekirse, bacak sorunları birbirinden çok farklıdır. Hepsi için geçerli tek bir teknik yoktur. Basit liposuctionlardan komplike germe ameliyatlarına kadar geniş bir spektrumda işlemlerden uygun olanı seçmek gerekir.

Dudak kalınlaştırmak veya şekillendirmek için başvuranların çok olmasının yanı sıra dudak inceltmek amacıyla başvuran hastalarımız da olmaktadır. Genellikle, doğumsal bir deformite olan çift dudak görünümü veya gülümseme ile oluşan dudak katlanması dudak inceltme başvurularının en sık nedenleridir.

Bir grup hasta ise dudaklarına yaptırdıkları ve uygun olmayan dolguların yarattığı kalınlık veya dolguya bağlı oluşan reaksiyonlar nedeniyle dudaklarını incelttirmek isterler.

İlgili konu: Ünlülerin Yaptırdığı Dudak Dolguları Ne Kadar Doğal ve Sağlıklı?

Tüm bu nedenlerle başvuran hastalarda, dudağın görünmeyen sınırları içinde yapılan elips tarzında kesiler ile dudak inceltilebilir. Cerrahi işlem, lokal anestezi veya genel anestezi altında gerçekleştirilir. Kısa süren bir işlemdir, bir süre sıcak ve sert gıdalar alınmamalıdır. Yumuşatıcı kremlerle dudak nemlendirilir ve şişlik için soğuk uygulamaları yapılır.

Hızlı bir işlemdir, çabuk sonuç verir ve uygun olgularda sonuç tatmin edicidir.

Burun sırtındaki kemerler çok aşırı değilse, klasik burun ameliyatlarında kemiğin bir keski, elektrikli bir kesici veya ultrasonik bir cihazla alınması yerine bir aşındırıcı törpü ile alınabilir. Halk arasında, burun törpüsü olarak adlandırılan bu işlem, burun sırtındaki çıkıntıyı, düzensizlikleri gidermek için sık kullanılan bir uygulamadır.

Bu işlemle burunda elde edilebilecek değişiklikler sınırlıdır. Örneğin, tümüyle eğri bir burun böyle bir yöntemle düzeltilemez.

İlgili konu: Burun Estetiği Ameliyatlarında Yaşın Önemi

Burun ameliyatlarından sonra oluşan bazı sorunlar, burun sırtında çöküntü ve düzensizlikler veya çıkıntılar zaman zaman görülebilir. Bunların bir kısmı cerrahi hatalardan kaynaklanabileceği gibi, bir kısmı burun ameliyatı sonrası iyileşme süreci ile ilintili olabilir. Dünyada, genel olarak kabul edilen; burun estetiği ameliyatlarından sonra %5 olguda küçük revizyonların yapılması ihtimalidir. Eğer oran daha yüksekse, genellikle cerrahi teknik ile ilgili bir gözden geçirme gerekir.

Burun ameliyatlarından sonra revizyon ihtimalini azaltmak için cerrahların arayışları arasında, burun sırtındaki kemerin daha kontrollü bir şekilde azaltılması amacıyla burun törpüleri ön plana çıkmıştır. Zaman alan bir işlem olabilmekle birlikte revizyon oranını azaltan bir teknik olduğu söylenebilir.

Kilo alıp veren kişilerde sorun yaratan alanlardan birisi kollardır. Bazı kişilerde, kiloları normal olsa bile genetik nedenlerle, kollarda kalınlık ve sarkma olabilmektedir. Özellikle yaz aylarına girerken, askılı ve kısa kollu giysilerin kullanımının artması ile bu sorunu için başvuran hastaların sayısı artar.

Kollarla ilgili ne yapılabilir? Öncelikle sorun incelenmelidir. Yağlanmada artış var mı? Hangi bölgeler daha yağlı? Yağ dokusunun biçimi ve kalınlığı nasıl? Deri sarkık mı? Değilse sarkmaya eğilimli mi? Hangi bölgelerde deri gevşek veya gergin?

Kişinin kilo profili nasıl? Hemen bir müdahale yapılabilir mi? Öncesinde kilo vermesi daha iyi olur mu? Spor yapıyor mu? Yapmıyorsa spordan fayda görür mü? Yapılacak işlem iz bırakır mı? Bırakırsa nerede bırakır? Sonucun iyi olmasını engelleyecek faktörler var mı? Bütün bunlar gözden geçirilerek bir değerlendirme yapılır.

İlgili konu: Kol Germe Ameliyatı Sonrası Kollarda Güçsüzlük Olur mu?

Ana hatları ile anlatmak gerekirse, yağlanmanın çok olduğu bölgelerde liposuction yöntemleri kullanılır. Bölgedeki yağın azaltılması bir incelme sağlar. Önemli olan derinin yağ alındıktan sonra adapte olup olmayacağıdır. Deri sarkacaksa, deriyi toparlayan yöntemlerden birine başvurulur.

Hafif bir gevşeklik söz konusu ise, lazer uygulamaları ile deri bir miktar sıkılaştırılabilir. Gevşeklik çok, hatta sarkıklık varsa deriyi çıkararak geren yöntemlere geçilir ve bu yöntemler iz bırakan yöntemlerdir. Sorun kolun üst bölümlerinde ise koltuk altından enine bir kesi ile işlem yapılır. Ancak sarkma tüm kol boyunca ise uzunlamasına bir kesi kaçınılmazdır. Bu iz olabildiğince içte kalacak ve daha az dikkati çekecek şekilde planlanır.

Özetlemek gerekirse, kol sorunları birbirinden çok farklıdır. Hepsi için geçerli tek bir teknik yoktur. Basit liposuctionlardan komplike germe ameliyatlarına kadar geniş bir spektrumda işlemlerden uygun olanı seçmek gerekir.

Lazer, tıp uygulamaları arasında yaygın bir şekilde kullanılan, yardımcı bir araçtır. Tek bir dalga boyundan oluşan lazer ışınları çeşitli amaçlarla, yarattıkları enerjinin türüne göre farklı etkiler yaratırlar. Kesme, buharlaştırma, sıkılaştırma, bazı dokular tarafından emilme gibi etkilerle lazer, hedeflenen amaca hizmet eder.

Burun ameliyatlarında lazer iki konuda yardımcıdır. İlki, burun içindeki etlerin küçültülmesinde; bunun için radyofrekans enerjisi kullanılabileceği gibi Holium lazer de kullanılabilir. Konkaların büzüşmesinde oldukça etkilidir ve iyileşme süreci hızlıdır.

İlgili konu: Dikişsiz Burun Ameliyatı Hakkında

Lazerin burunda kullanıldığı bir diğer alan, deri üzerindeki etkileri içindir. Deri üzerindeki kılcal damarlar, gözeneklerin küçültülmesi veya derinin soyulmasında farklı lazer türleri kullanılabilir. Bunları bir burun estetiği ameliyatı sırasında kullanmak mümkün olduğu gibi ayrı bir seansta da yapmak mümkündür, hatta iyileşme açısından ayrı seansta yapılması tercih edilebilir.

Gelelim can alıcı soruya: Burun estetiği (rinoplasti) tümüyle lazerle yapılabilir mi? Lazer rinoplasti diye bir teknik var mı?

Burun kıkırdaklarının ve kemiklerinin şekillendirilmesi, gerekirse küçültülmesi veya bazı noktalarda büyütülmesi olarak adlandırılabilecek rinoplasti ameliyatlarında, yukarıda sözünü ettiğim noktalar dışında lazer kullanımı ve buna bağlı bir avantaj söz konusu değildir. Lazer rinoplasti terimi, hasta etkilemek için kullanılan, içi boş bir reklam aracıdır. Bu terimi kullanan plastik cerrahlar, iyi niyetli ama bilgisiz hastaları etkileyebilirler, ancak ne yazık ki meslektaşları arasında boynu bükük gezmeye mahkumlardır.