Kimyasal Peeling Nedir, Nasıl Yapılır?

Peeling, kelime anlamı olarak “soyma” anlamına gelir. Bir meyvenin soyulması, bir kabuğun soyulması gibi. Estetik alanında ise “peeling”, özellikle yüzde yapılan soyma, tazeleme işlemine verilen bir isimdir.

Peeling yaparken lazer cihazları, mekanik soyma işlemleri kullanılabileceği gibi kimyasal ajanlar da kullanılabilir. Günümüzde, en sık kullanılan kimyasal maddeler glikolik asit içerir. Bunlar, daha güvenli, yüzeysel ve yumuşak bir soyma işlemi sağlar. Evde kullanılabilen formları daha az yoğunlukta, ofis işlemleri için hazırlanmış olanları ise daha yoğun konsantrasyonda glikolik asit içerir.

Uygulamadan önce, deri iyice temizlenir ve glikolik asit yüze bir maske gibi uygulanır. Daha sonra temizlik yapılır ve bakımı anlatılır. Genellikle, günlük hayatı pek etkilemez.

İlgili konu: Yüz Germe (Facelifting) Ameliyatını Kimler Yaptırmalı?

Daha derin peeling sağlayan, salisilik asit, kojik asiti hatta çok belirgin peeling yapan fenol da kimyasal peeling ajanı olarak kullanılabilirler. Bunlar, daha derin soyma işlemi yapabilmelerine karşın, renk koyulaşması, yara iyileşmesinde gecikmeye yol açabilmesi ve iyileşme sırasında günlük hayata olumsuz etkileri nedeniyle çok yaygınlaşmış yöntemler olamamıştır.

Kimyasal peeling işlemleri, yüzün gençleştirilmesi ve tazelenmesinde etkili ve aynı zamanda diğer yöntemler ile kombine edilebilen bir tekniktir. Hemen hemen her yaşta uygulanabilen bu teknik, belli aralıklarla tekrarlanabilir. Etkileri, ciltte tazelenme, renkte parlaklık ve canlılık, hafif gerginlik sağlamak şeklindedir.

Burunda Kemer Varsa Nasıl Bir Estetik Ameliyat Yapılır?

Burun sırtında kemer olarak adlandırılan çıkıntı belirgin olduğunda, başta genç kızlar olmak üzere bazı kişiler rahatsızlık yaşayabilir. Kemerin giderilmesi için plastik cerrahlara başvuranların sayısı oldukça fazladır. Zaman zaman sadece burun sırtındaki kemerin düzeltilmesi ve bunun dışında bir değişiklik istemediğini belirterek başvuran hastalarımız olabilmektedir. Genellikle, burun sırtı değiştiğinde burun ucu ile ilgili değişikler de planlamak gerekebilmektedir. Bunu muayeneyi takiben simulasyon çalışmaları ile en iyi şekilde anlatmak gerekir.

Burun sırtındaki kemer hem kıkırdak hem de kemikten oluşmuş bir yapıdır. Bazen kemik bölüm daha hakim, çoğu zaman kıkırdak bölüm daha belirgindir. Değişiklikler yapılırken, kemerin giderilmesi için planlamalar yapılır, ne ölçüde alınacağına karar verilir. Gerekirse burnun diğer komponentlerindeki planlamalar (varsa eğrilik, genişlik vs) gözden geçirilir.

İlgili konu: İdeal Burun Estetiği Nedir?

Son yıllarda, kemerin alınmasında hangi tekniklerin kullanılacağına ait tartışmalar yoğunlaşmıştır. Törpü, keski ve elektrikli, ultrasonik cihazlar ile yapılan farklı işlemler arasında, teknolojideki gelişmelere paralel olarak cerrahi enstrümanlardaki ilerlemelerin daha ince ve net işlemler yapılmasına izin verdiği söylenebilir.

Burun sırtındaki kemer, burnun görünümünde dikkati çeken bir bölgedir. Ameliyat sonrası en çok dikkat edilen alanlardan biridir. Çıkıntılı olması kadar aşırı çökük olması da istenmez. Kemer bölgesindeki değişikliklerin nasıl olması gerektiği, beklentilerinizin ne olduğu ameliyat öncesi dönemde ayrıntıları ile ele alınmalıdır.

Dudak Kanseri ve Plastik Cerrahi Yöntemleri ile Tedavisi

Güneş ve rüzgarın etkilerinin yoğun olduğu ülkemizde, denizle, toprakla yoğun uğraşan, gününün önemli bir bölümünü dış ortamda geçiren kişiler dudaklarında uzun süre iyileşmeyen ve giderek büyüyen kitleler veya yaralar fark ederlerse vakit geçirmeden bir plastik cerraha başvurmalıdırlar. Aksi ispat edilene kadar bu tür lezyonlarda dudak kanseri olasığını gözardı edemeyiz.

Dudak kanserleri daha çok alt dudakta görülür. Bir nödül şeklinde olabilecekleri gibi kabuklu bir yara şeklinde de olabilirler. Bazen kanayabilir veya sulanabilirler. Önemsenmediklerinde giderek büyüyebilir ve dudağın büyük bir bölümünü kaplayabilirler. Dudak kanserleri ne kadar küçük yakalanabilirse tedavileri hem daha sağlıklı olur, hem de çıkarılmaları ile oluşacak deformite daha sınırlı kalır.

İlgili konu: Dudak Tümörleri Neden ve Nasıl Oluşur, Tedavisi Nasıldır?

Dudak kanserinin temel tedavisi cerrahidir. Kanserli doku çevresinde sağlıklı bir doku da içerecek şekilde geniş olarak çıkarılır. Çıkarıldığı zaman en az deformiteye yol açacak ve fonksiyonel bir sorun yaratmayacak şekilde onarımı planlanır. Plastik cerrahi teknikleri arasında doku kaydırma, ilerletme hatta gerekirse uzak bir noktadan dudak bölgesine doku taşıma şeklinde çok sayıda onarım tekniğinden en uygunu seçilir.

Kanser ne kadar genişse cerrahi tedavinin oluşturacağı deformite aynı oranda artar. Ayrıca; kanser, dudak köşelerine yakınsa oluşturacağı deformite de daha belirgin olabilir. Dudak kanserinin cerrahi tedavisinde ağzın küçülmesi söz konusu olabilir. Bazı durumlarda, ameliyattan 3-6 ay sonra küçülen dudağı genişletmek ve gerekirse estetik açıdan daha iyi bir sonuç almak için ikincil ameliyatlar planlanabilir.

Meme Büyütme Ameliyatı Sonrasında İz Kalır mı?

Başka bir işlem yapılmadan, örneğin meme dikleştirme, askılama gibi bir işlem olmadan sadece meme büyütme amacıyla yapılan meme ameliyatlarında olabilecek en az izle ameliyatı tamamlamak gerekir. İzole meme büyütme ameliyatı ağırlıklı olarak bir estetik ameliyattır ve dikkati çeken bir iz bu ameliyatın bir parçası olmamalıdır.

Meme büyütme ameliyatlarında meme protezinin yerleştirilmesi için 3 temel giriş noktası vardır. Meme altı kıvrımı, meme ucu halkasının kenarı veya koltuk altında yapılan kesiler ile cep hazırlanıp meme protezi yerleştirilebilir. Meme dokusunna dokunulmadan ameliyatın yapılabilmesi ve protezin doğru açı ve planda yerleştirilebilmesine olanak sağlaması nedeniyle meme altı kesisi, özellikle doğum yapmamış gençlerde en çok tercih ettiğimiz kesidir. İlk aylarda, meme altı kıvrımında 4 cmlik, çizgi şeklinde bir ize yol açsa da bu zamanla solar ve giderek daha soluk bir hal alır.

İlgili konu: Meme Protezleri Arasındaki Farklar, Hangisi Daha İyi?

Doğum yapmış ve hafif bir toparlanma gereken durumlarda meme başı çevresinin giriş yeri olarak kullanılması tercih edilebilir. Böylece, meme başı çevresinden toparlama sağlanırken aynı giriş yerinden silikon protez de yerleştirilebilir. Meme başı çevresi tübüler meme olarak adlandırılan meme deformitelerinin düzeltilmesinde de kullanılabilir.

Koltuk altı kesisi, tuzlu su dolu protezlerin tercih edildiği dönemlerde tercih edilen bir giriş noktasıydı. Gizli bir yerde kesi olması bir avantajdı. Ancak son yıllarda kullandığımız daha yoğun jel içeren kohesif protezler, koltuk altından hazırlanacak bir giriş noktasından güvenle yerleştirilemeyecek kadar sert. Bu nedenle koltuk altı kesileri günümüzde tercih edilmemektedir.

Kimler Boyun Germe Ameliyatı Olmalı?

Boyun yüz geçişi, keskinliği, boyutları ve açısı kişinin estetik görünümünde önemli bir yer tutar. Bu bölge o denli önemlidir ki çok genç birisi, çenesi çok küçük ve geri yerleşimli ise estetik açıdan çok sorunlu görülebilirken ileri yaşta birisi çene boyun geçişi net ve keskin olduğu için iyi bir görünüme sahiptir.

Bu bölge anatomik açıdan da zengindir. Boyun denildiği zaman çene ucunun büyüklüğü ve şeklinden, boyunun kısalığı, çene altının yağlı olup olmadığı, derinin sarkık ve gevşek olup olmadığından boyundaki kasların gücü ve plikasyonlarına kadar çok sayıda faktör devreye girer.

İlgili konu: Boyun Germe Ameliyatı Nasıl Yapılır?

O nedenle, boyunla ilgili tek bir işlem söz konusu değildir. Çene altı yağlıysa liposuction yapılır. Deri gevşekse germe işlemi önerilir. Çene ucu yetersizse büyütülür. Çene büyükse küçültülür. Boyunda kas bantları belirginse ameliyatla veya botoxla zayıflatılır. Bazen yukarıda sayılan işlemlerin birkaçının bir arada yapılması gerekebilir.

Boyunla ilgili yağ alma işlemleri çok erken yaşta yapılabilir. Aynı şekilde çeneye ait ameliyatlarda erken yaş ameliyatlarıdır. Bu ameliyatların 20’li yaşlarda bile yapılması söz konusudur. Buna karşın, germe, askılama gibi ameliyatlar genellikle ileri yaşlarda düşünülmelidir. 50 yaş sonrası yüz ve boyunu içine alan ameliyatların bir arada planlanması mümkündür.

Boyun bölgesindeki bazı sorunların radyofrekans ve ultrasound gibi enerji kaynaklarının kullanıldığı teknolojik cihazlarla da iyileştirilmesi söz konusudur.

Burun Ucu Kaldırma Ameliyatı

Burun ucunun düşüklüğü, özellikle profil görüntüsünü olumsuz etkileyen bir sorundur. Burun ucunun ideal ölçülerde kaldırılması iyi planlanması gereken bir cerrahi işlemdir. Aşırı kaldırılması da düşük olması kadar önemli bir sorundur.

Burun ucunun dudak ve yüzle ilişkisi üzerine yapılmış çok sayıda ölçüm ve inceleme vardır. Erkek ve kadınlarda farklı açı ve oranlar söz konusudur. Yüzün dikey aksına kıyasla, ideal burun ucu erkeklerde 90 -95 derece, kadınlarda 95-105 derece civarındadır. Bu açılar kaba değerlerdir. Burun ucunun hem yandan hem de önden pozisyonunda, kırınım açısı, burun ucu genişliği gibi çok sayıda estetik görünümü belirleyen başka parametreler mevcuttur ve burun ucunun şekillendirilmesinde bu parametrelerin hepsi göz önünde bulundurulur.

İlgili konu: Estetikten Sonra Burun Ucu Düşer mi?

Burun ucunun kaldırılması, burun ucundaki kıkırdakların şekli ve yapısında yapılacak işlemlerle değiştirilir. Bazen burun ucunun kıkırdakları yapı, boyut ve direnç olarak gerekli değişimi sağlamak için yeterli olmayabilir. Bu durumda, burun içinden alınacak kıkırdak dokusunun destek amaçlı kullanılmasıyla burunun kaldırılması mümkün olabilir.

Burun ucunun kaldırılmasında aşırıya gidilmesi, karşıdan bakıldığında burun deliklerinin göründüğü, doğal olmayan bir sonuca yol açabilir. Bu nedenle, işlemin hem planlanması hem de gerçekleşmesinde detaylı bir çalışma yapmak gerekir.

Estetik Cerrahide İple Askı Nedir, Nasıl Yapılır?

Uzun yıllardır, plastik cerrahların hayali, zor ve zahmetli yüz germe ameliyatlarının yerini alacak, ameliyata gerek kalmadan yüzde sarkan yerleri toparlayacak bazı yöntemlerle netice almaktır. Bu amaçla, çok sayıda çalışma yapılmış, kimi mekanik, kimi teknolojik uygulamalar yapılmaya çalışılmıştır. Bunların arasında kullanılan tekniklerden biri, iple askı teknikleridir.

Üzerinde kılçık benzeri çıkıntılar veya yuvarlak küreler ile üretilen farklı materyal ve özellikte iplikler, herhangi bir kesi olmadan yüze çeşitli açılardan yerleştirilen ipliklerle bir gençleştirme etkisi yaratılması hedeflenir. Burada, ana hatları ile 2 mekanizmadan bahsedebiliriz.

İlgili konu: Yüz Germe (Facelifting) Ameliyatını Kimler Yaptırmalı?

İlk mekanizma, kılçıklı, küreli veya örgülü ipliklerin sarkan dokuları asarak, onların yeni pozisyonlarında tutacağına olan inançtır. İkinci mekanizmada ise bu materyallerin yer tutucu etkileri ile bazı bölgelerde volüm artışı sağlaması (elmacık kemiği üzeri vs) ve bunun yarattığı iyileşme efekti söz konusudur.

Teorik olarak bu mekanizmaların işe yarayacağı düşünülse de, uygulamalar iple askı yöntemlerinin sonuçlarının öngörülemediği, sınırlı olduğu yönündedir. Bazı olgularda, sonuçlar kabul edilir düzeydeyken çoğu olguda sonuçlar tatmin edici değildir. İyi sonuç aldığını düşünen hastalarda bile etki süresi kısadır. Bu yönleri ile iple askı yöntemleri, henüz plastik cerrahide yaygın bir şekilde kullanılabilecek ve önerilebilecek bir teknik olmaktan uzaktır.

Liposuction Sonrası Kilo Alınması Halinde Tekrar Liposuction Yaptırmak

Liposuction vücut şekillendirme işlemleri arasında en sık uygulanan yöntemdir. Çok yaygın bir uygulama olmasına karşın, iyi sonuçlar kadar bazen olumsuz durumlarla da karşılaşılır. Bunun en önemli nedeni hasta seçimindeki özensizlik veya hastanın bazen bu yöntemin kendisi için çok uygun olmadığı belirtilse de uygulamayı yaptırmak için ısrar etmesi veya liposuctiondan sonra yapılması gerekenlere dikkat etmemesidir.

Bir liposuction işlemi yaptırdıktan sonra, aşırı kilo alınması istenilen bir durum değildir. Liposuctiondan sonra kilo alınmaya devam edilirse ve alınan kilo fazlaysa, vücutta bazı bölgelerde yağ toplanması kaçınılmazdır. Liposuction yapılmayan bölgelerde, hedef yağ hücreleri daha çok olduğundan yağ birikimi daha çok olabilir. Bu bölgelere liposuction yapılabilir.

İlgili konu: Liposuction’da En Fazla Ne Kadar Yağ Alınır?

Liposuction yapılmış bölgede yeniden yağ birikimi liposuction sonrası kilo alınırsa olabilir. İşlem sırasında, bu bölgelerde yağ hücreleri tamamen yok edilmemektedir, sadece azaltılmaktadır. Eğer liposuction yapılmış bölgede yağ birikimi belirgin ise o bölgeye yeniden liposuction işlemi yapılabilir. Sadece klasik işlemler değil, VASER liposuction veya lazer liposuction işlemleri daha etkili olur. İlk ameliyata bağlı fibröz dokuların aşılması kolaylaşır.

Liposuction işleminden sonra bazı bölgelerde deri gevşekliği varsa bunu ikinci bir liposuction işlemi ile aşmaya çalışmamak gerekir. Faydalı olmaz ve gereksiz bir müdahale ile sonuçlanabilir.

Vaserle Meme Küçültme

VASER, yağ dokusuna spesifik olması nedeniyle, yağ dokusunun parçalanarak daha kolay çekilmesini sağlayan ve liposuction işleminde çok yararlandığımız bir ultrason teknolojisidir. Bu teknikle vücuttan yağ alabildiğimiz bölgeler artmış, sonuçlar daha iyi noktalara ulaşmıştır.

Bu özellikleri nedeniyle vaser bazı meme büyüklüklerinin giderilmesinde, meme küçültme ameliyatlarında da kullanılabilmektedir. Genç hastalarda, deri elastikiyeti çok iyiyse ve meme aşırı kilolar veya memenin genel yapısı ile çok büyümüşse VASER Liposuction düşünülebilir.

İlgili konu: Göğüs Küçültme Ameliyatı ile Vücutta Yaşanan Değişimler

Bu durumda, meme önce ultrason ile değerlendirilir. Meme yağ dokusundan zenginse işlem yapılır. Genel anestezi ile işlem daha rahat yapılabilir. Bu işlemde, büyük kesilere gerek yoktur. 2-3 mmlik küçük kesilerle , memeye önce bir sıvı enjekte edilir ve sonrasında VASER ile ultrason enerjisi verilir. Bu meme dokusu ile yağ dokusunun birbirinden ayrışmasına yardımcı olur ve bir süre beklendikten sonra vakumla yağ dokusu dışarı çekilir. Uygulama bölgesine hafif baskılı bir korse giydirilir. İşlem sonrası normal hayata dönüş oldukça hızlıdır. Memede ilk haftalarda ödem ve hassasiyet vardır. 1 ay içinde ödemler büyük oranda çözülür ve sonuç ortaya çıkar.

Vaserle meme küçültme, memeyi genel olarak küçülten bir işlemdir. Sarkık bir memeyi dikleştirmez, şekil veremez. O nedenle, işlem genç ve memenin genel formunun iyi olduğu hastalarla sınırlıdır. Bu gruptaki iri memeli hastalarda, iz bırakmayan önemli bir alternatif uygulama olarak sayılabilir.

Boyun Estetiğinde Alternatif Yöntemler: Minimal İnvazif ve Non-İnvazif

Yüz germe ve boyun germe ameliyatları ve liposuction işlemlerinı yaptırmak istemeyen, ancak boyun bölgesinde alternatif yöntem arayışında olan çok sayıda hasta vardır.

Beklentileri, boyun bölgesindeki sorunların giderilmesi, ancak bunun için bir cerrahi işleme maruz kalmamalarıdır. Bu şekilde, iş güç kaybına uğramamak ve günlük hayatlarına çok çabuk dönebilmek isterler. Bir kısmında ise cerrahi işlem korkusu ön plandadır ve her ne olursa olsun, cerrahi işlemler dışındaki yöntemleri tercih ederler.

Boyunda minimal invazif veya noninvazif işlem gurubunda yer alan çok sayıda teknik mevcuttur. Çene altındaki yağı eriten Kybella isimli ve deoksikolik asit içeren bir enjeksiyon FDA tarafından onaylanmıştır. Basit bir enjeksiyon ile bu bölgedeki yağ azaltılabilmektedir.

İlgili konu: Boyun Germe Ameliyatı Nasıl Yapılır?

Sıkılaştırma amacıyla, noninvazif bir teknik olarak Thermage kullanılabilir. Radyofrekans enerjisi kullanan bu teknikte, herhangi bir cerrahi işlem olmadan, derinin üzerinden uygulanan RF enerjisi ile derinin kollajen tabakası uyarılabilmekte ve daha gergin bir boyun elde edilebilmektedir.

Minimal invazif bir işlem olarak, RF dalgalarını deri altına sokulan ince bir çubukla yapan Thermi uygulaması da etkin bir uygulamadır. Bu teknikte ilk günlerde şişlik olabilir ve hasta bu konuda uyarılmalıdır.

İple askı, örümcek ağı gibi uygulamalar net sonuç vermeyen, kısmen yararlı olabilen uygulamalardır ve kişinin beklentisi çok yüksek değilse bir yöntem olarak sunulabilir.