Tatil Herkes Kadar Cerrahlara da Gerekli: Mavi Yolculuk Klasiği!

Son 10 yıldır, yaz tatilimin bir bölümünü neredeyse aynı arkadaşlarımla beraber mavi yolculuk yaparak geçiriyorum. Bilmeyenler için mavi yolculuk, bir teknenin içinde, neredeyse ayağını toprağa basmadan, farklı koyları dolaşarak, her gece ayrı bir yerde demirleyerek geçirilen 1 haftalık bir tatil.

Uykunuzu güvertede yıldızların altında geçirdiğiniz, sabah duşunuzu denize atlayarak aldığınız, tahmin edilemeyecek kadar yüzülebilen, yenilen, içilen, sohbet edilen, sevenler için vazgeçilmez, alışamayanlar için ise dayanılmaz bir tatil biçimi.

Bu sene rota; Bozburun, Knidos ve Hisarönü körfeziydi. Tekrarlamaktan asla sıkılmadığım bu rota; Türkiye’nin en bakir ve temiz koylarına sahip. İkinci bir teknenin ışığını görmeden geçirebileceğiniz çok sayıda koy bulmak mümkün. Knidos antik şehrindeki arkeolojik kazının hızlanarak devam ettiğine şahit olmak beni çok mutlu etti.

İlgili konu: Güneşlenirken Cilt ve Deri Hastalıklarından Korunmak İçin Ne Yapmalı?

Ferdi Kaptan ve teknesi Ece Sultan’ın bu seneki sürprizi Ferdi Kaptan’ın eşi Deniz hanımın ekibe katılmış olmasıydı ve tekneye kadın elinin değdiği fark ediliyordu.

Kanadalı dostlarımız, katılamayan arkadaşlarımızın eksikliğini hissettirmediler. Sohbetler renkli ve ülkenin gündeminin çok dışındaydı.

Aşçımız Ömer; bol zeytinyağlı ve güzel yemekleri ile midelerimize bayram yaptırdı. Günler nasıl geçti, anlayamadık. Şimdiden gelecek senenin planlarını yapmaya başladık bile. Önümüzdeki günlerde ofis ve ameliyathanenin getireceği strese hazır, tazelenmiş ve güçlenmiş olarak tatili tamamladım.

Meme Protezinin Biçimi Ne Kadar Önemli?

Meme büyütme ameliyatı için başvuranlarla görüşmemiz sırasında, üzerinde uzun uzun konuştuğumuz bir konu, meme protezlerinin şekli, profilidir.

Meme protezinden söz ederken; protezin eni, hacmi ve projeksiyonu gibi parametreleri göz önünde bulundurmamız gerekir. Ancak, projeksiyon ile profil aynı şeyler değildir. Projeksiyon; protezin önden arkaya doğru, en çıkıntılı bölümünde ölçtüğümüz mesafedir. Profil ise daha geniş bir kapsama alanına sahiptir. Düz yüzeyli, pürtüklü, damla şeklinde, yuvarlak, çok farklı çeşitli protezler arasında, profil bir ayıraç olarak kullanılmaktadır.

İlgili konu: Meme Protezleri Arasındaki Farklar, Hangisi Daha İyi?

Yüksek profilli bir protezden söz ederken dar ve öne doğru daha çıkıntılı, düşük profilli bir protezden söz ederken ise daha geniş ve alçak bir protezden söz edilir.

Projeksiyon ve profiling karıştırılması, hasta ile doktor arasındaki iletişimi zorlaştırabilir. Profilin, genel olarak protezin tipini belirlediğini, projeksiyonun ise protezin önden arkaya çapını ortaya koyduğunu söyleyebiliriz.

Özetlemek gerekirse, yüksek profilde bir protezden söz ediyorsak, protezin projeksiyonunun taban genişliğinden fazla olduğunu anlıyoruz. Buna karşın yüksek projeksiyonu olan bir protezin taban genişliği farklı olabilir, geniş bir tabana sahip de olabilir.

Hastaya ait birçok özellik, protezin tipiyle ilgili seçimlerimizi etkiler. Protezi tanımlayan tabirleri anlamak bu seçimin yapılmasında kolaylaştırıcı olabilir.

Ruh Sağlığınız Nefes Alıp Verme Algınızı Etkiliyor!

Ruh sağlığınız pek iyi değilse nefes alıp verme algınız da pek parlak olmuyor. Avustralya’da yapılan çalışmanın ortaya koyduğu sonuçlar incelenmeye değer. Ruhsal durumumuz kendimizi nasıl gördüğümüzle, çalışma kapasitemizle, ilişkilerimizle ve sağlığımızla doğrudan ilgili.

Söz konusu çalışma, ruhsal durumumuzun, aslında üzerinde pek kontrolümüzün olmadığı fiziksel durumumuzla ilgili algılarımızı da etkileyebildiğini ortaya koyan deliller sunuyor. Önceki çalışmalardan endişe, depresyon ve dismorfik sendromların rinoplasti olan hastalarda daha çok görüldüğünü biliyoruz. Ancak, ruhsal hastalıklarla solunum fonksiyonları algısı arasındaki ilişki bilinmiyordu. Yapılan çalışma, estetik ve fonksiyonel nedenlerle rinoplasti geçiren ve solunum analizleri yapılan 495 hastada, ruhsal durum ile solunum algısının ilişkisini objektif testler ile kıyasladı.

İlgili konu: Burun Estetiği Ameliyatı Öncesi ve Sonrasında Psikolojik Destek Gerekli midir?

Mental durumu kötü olan hastalar sağlıklı olanlara kıyasla solunum fonksiyonlarını hep daha kötü algıladılar. Oysa ki klinik testler, solunum fonksiyonlarının ruhsal durumu kötü olanlarla iyi olanlar arasında pek farklı olmadığını ortaya koydu.

Özgüveni düşük olanlar, solunum fonksiyonlarını kötü olarak tarif ettiler. Halbuki onlarda da solunum testleri diğer gruptan farklı değildi.

Solunum zorluğu, kişilerin hayatını olumsuz etkileyen, aktivitelerini, uykularını, hatta beslenmelerini bozan özelliklere sahiptir. Eğer kişi, solunum şikayetleri ile başvuruyor ancak solunum testleri iyi çıkıyorsa, burada mental durumla ilgili bir algı sorunu olabileceği, onlara ameliyattan sonra bekledikleri iyilik halini bulamayabilecekleri hatırlatılmalı. Bu bilgi ışığında ameliyat kararını gözden geçirmeleri ve daha gerçekçi beklentiler içinde olmaları önemlidir.

3 Boyutlu Biyolojik Printerlar Rekonstrüktif Cerrahinin Geleceği mi?

Doku mühendisliği 2004 yılında 3 boyutlu bioprinterların gelişimi ile bir devrim yarattı. Yaratıcı teknolojideki bu ilerlemeler ile kişinin kendisinden alınan dokularla biyolojik dokular üretilmeye başlandı. Sıvı bir hidrojenle yerleştirilen dokularla biyolojik bir mürekkep yaratıp baskı işlemi gerçekleştirilebildi.

Günümüze kadar karaciğer, kalp, deri ve kıkırdak dokuları santimetre düzeyinde bu printerlarda üretildi ve bu durum gelecek vadeden bir noktaya ulaştı.

İlgili konu: Rekonstrüktif Cerrahi Nedir, Neleri Kapsar?

Son zamanlarda yapılan bir çalışma, bu uygulamaların ameliyat sürelerini de ciddi olarak azalttığını ortaya koydu.

Alt çenenin yeniden onarılması plastik cerrahide gerek planlama gerekse ameliyatın gerçekleştirilmesi açısından önemli, zahmetli ve zaman alan bir uygulamadır. Kanser veya travma nedeniyle çıkarılacak çene bölümünün hesaplanması ve onarılacak bölümün planlaması 3 boyutlu printerlar ile daha rahat, ameliyatın kalitesini arttıracak ve hızlandıracak şekilde yapılmaktadır.

Jack Gunter: Modern Burun Estetiğinin Devlerinden Birini Kaybettik

11 Temmuz salı günü ABD’nin Dallas şehrinde, 79 yaşındaki Jack Gunter yaşama veda etti. 5 kızı ve 7 torunu vardı. 2014 yılında emekliye ayrılan Jack Gunter, modern rinoplastinin önemli isimlerinden biriydi.

Şahsen defalarca dinleme fırsatı bulduğum bu bilim adamı, açık rinoplasti olarak adlandırılan tekniği geliştiren önemli bir şahsiyetti. Bu konudaki ihtiyacı belirleyerek 1983 yılında, günümüze kadar başarıyla devam eden Dallas Rinoplasti Kursu’nu başlattı ve bu kurs 34 yıldır düzenli olarak devam etmekte. Bu kurslarla, 10.000’in üzerinde Plastik Cerrah rinoplasti konusunda eğitildi.

Sadece eğitmenliği, liderliği değil, insanlığı, duyarlılığı ile de hatırlanacak olan Jack Gunter’i edebiyete yolluyoruz. Işığı bol olsun.

Dünyanın En İyi ve En Kötü Diyetleri

Ölüme yol açan 7 temel faktöre bakıldığında; sigara, günde 30 gramdan fazla alkol tüketimi, fiziksel aktivitenin azlığı, balık tüketiminin az, proses edilmiş et tüketiminin çok, meyve ve sebzeden fakir beslenmenin rolü öne çıkmaktadır.

Bu bilgiler ışığında dünyadaki diyetlere bakıldığında kanser, obezite, yaşam süreleri ve yaşam biçimleri gözden geçirildiğinde, beslenmenin en önemli faktörlerden biri olduğu görülmektedir.

Sağlıklı diyetler gözden geçirildiğinde bazı benzerlikler dikkati çekmektedir. Bu ortak özellikler şekerin diyetten çıkarılması, doymuş yağların tüketilmemesi, proses ve rafine edilmiş gıdalardan kaçınılması ve porsiyonların küçültülmesi şeklindedir.

İlgili konu: Vakumla Yağ Alma / Liposuction

Akdeniz diyetleri taze, en az düzeyde proses edilmiş, meyve sebze ve tam tahıllardan oluşur. Zeytinyağı ile tohumlar çok tüketilir, taze olarak elde edilir ve yemekler günlük pişirilir. Yavaş yemek ve yemek sırasında sosyalleşmek adettendir. Genellikle servis daha küçük porsiyonlar halindedir.

Benzer olmasına ragmen Fransız diyetinde tereyağ ve peynir hakimdir ve bunlar yüksek düzeyde doymuş yağ içerir. Ancak bunlar probiyotiklerden de zengindir.

Kuzey ülkelerinde zeytin yoktur, üzüm çekirdeği yağı, tam tahıl, meyve, sebze, yumurta ve deniz ürünleri hakimdir.

Japonlar, dünyanın en uzun yaşayanlarıdır. Kanser ve kalp hastalıkları azdır. Karbonhidrat tüketimleri çok düşük, balık tüketimleri fazladır. Batı tipi diyete geçen Japonlarda ölüm ve kalp hastalıkları artmaktadır.

Son yıllarda saptanan en sağlıklı diyetlerden biri, Batı Afrika’da Çad’da saptanan, proses edilmemiş ve çok lifli bir beslenme biçimidir. Tuz yerine, çeşitli baharatlar kullanılır. Kolon kanseri ve tip 2 diabet çok düşüktür.

Batı tipi beslenme, yüksek kalori, yüksek alkol tüketimi ve proses edilmiş gıdalarla en kötü beslenme biçimidir.

Mastektomi (Memenin Alınması) Sonrasında Onarımın Geciktirilmesi

Meme kanseri nedeniyle memenin alınmasını takiben silikon meme protezleri ile meme onarımı sık yapılan bir uygulamadır.

Ancak, bazı durumlarda, bu onarımı memenin alındığı sırada yapmak yerine daha sonra planlamak ve uygulamak daha doğru olabilir. İleri derecede şişman, sigara içen, şeker hastalığı olan veya ilave kanser tedavisi gerekebilecek hastalarda onarımı daha ileri bir tarihe ertelemek doğru olur.

İlgili konu: Meme Kanserinde Meme Onarımı ve Radyoterapinin Etkileri

Bu olumsuz ve riskli durumlar dışında bile, aynı anda meme onarımlarında, yara sorunlarıyla karşılaşmak, daha sonra düzeltici ilave işlemlere gerek duymak ve aynı anda onarım nedeniyle ilave kanser tedavilerinin bir miktar geciktirilmesi söz konusudur.

Modern yaklaşım, hastaya meme yokluğunu hissettirmeden, memenin alındığı sırada, meme onarımının yapılması yönündedir. Bu çoğunlukla iyi sonuç veren, başarılı bir uygulamadır. Ancak, yukarıda sözü edilen durumlarda, komplikasyon oranlarının geç dönemdeki onarımlara kıyasla daha yüksek olabileceğini de unutmamak gerekir. Hastanın ayrıntılı bir şekilde bilgilendirilmesi ve kararın ona bırakılması yerinde olacaktır.

Hastaya Kötü Haberin Verilmesini Geciktirmek… Doktor Bunu Yapmalı mı?

Avustralya’da çok yakınlarda yaşanan bir olay bu soruyu gündeme getirdi. Orta yaşlı bir kadın öksürük şikayeti ile çok yetkin bir doktora başvurdu. Muayene ve testler sonucunda, doktor kadının çok ileri evre bir akciğer kanseri olduğunu saptadı. Ancak bir hafta içinde bir gemi gezisine çıkacak olan hastanın canını sıkmamak için bu bilgiyi dönüşüne sakladı (hastaya yapılabilecek hiçbir tedavi yoktu).

Ancak hasta, yolculuk sırasında fenalaştı, tatilini yarıda kesmek zorunda kaldı ve acil şartlarda transferi yapılırken, yoğun bakım girişimleri de uygulanmasına rağmen, ne yazık ki hayatını kaybetti.

İlgili konu: Cerrah ile Hasta Arasında En Önemli Konu: İletişim

Aile, durumu öğrenince tepki gösterdi ve doktoru eleştirdi. Bu olaydan yola çıkarak, hastaların bilgi hakkı ve doktorların bu konudaki davranışları gözden geçirilmeye başlandı. Bu olguda, doktorun doğru bir tutum içinde olduğunu düşünmek mümkün. Hastanın gezisini yapmasını bekleyip, sonra bu bilgiyi paylaşmasını insani ve uygun görebilirsiniz. Bir yandan da, bu bilgiyi paylaşsaydı, kişinin önceliklerinin farklı olabileceğini, belki gemi gezisini bir kenara koyup, son günlerini ailesi ile geçirmeyi planlayabileceğini de unutmamak lazım.

Kötü haberlerin verilmesi konusunda, uygun zamanı beklemek, doğru cümlelerle anlatabilmek bir sanat. Bu noktada doktor, etik kuralları gözeterek bazı değişik yaklaşımları tercih edebilir ve bu hekimlik sanatı içinde değerlendirilebilir.

Kötü Nedbe ve Keloidin Önlenmesinde Silikon Jel Örtülerinin Kullanılması

Deri yaralanmaları veye ameliyat kesilerinde kötü nedbe veya keloid oluşumu, derideki bağ dokusunun aşırı tepki vermesi ile ilgili bir hastalıktır. Silikon jel içeren örtüler bu tür sorunların giderilmesinde ve önlenmesinde kullanılır.

Son zamanlarda yapılan bir çalışma ile kötü nedbe ve keloid sorununa silikon jel içeren örtülerin gerçekten işe yarayıp yaramadıklarını kontrol etmek amacıyla planlandı. Literatürde bu alanda yapılan çalışmaları gözden geçiren bir araştırmacı, kontrol grubuna kıyasla, silikon jel örtü kullanılması durumunda anlamlı düzeyde kötü nedbe ve keloid önlenmesinde fark olduğunu ortaya koydu.

İlgili konu: Yara ve Ameliyat İzleri İçin Estetik Ameliyat Ne Zaman Yapılabilir?

Ameliyat ve yaralanmalar sonucunda deride hasar olan kişilerde, kötü nedbe görülme oranı %33-68 arasında değişmektedir. Bu oran yanıklardan sonra oluşan izlerde daha da yüksektir ve %90’ları bulabilir. Keloid daha küçük oranlarda rastlanan daha önemli bir sorundur, yaklaşık %10 olguda görülür.

Kötü izlere rastlanma oranı bazı anatomik bölgelerde daha fazladır. Sırt, omuz, göğüs önü, kulak ve boyun kötü nedbeye daha çok rastlanan bölgelerdir.

Daha önce geçirdiği kaza ve ameliyatlarda kötü nedbe veye keloid oluşmuş kişilerde yeni bir müdahale gerektiğinde silikon jel örtü kullanılması yarar sağlar.