Saç Tellerinin Yüz Kesilerinin Dikilmesinde Kullanılması

İnsanoğlunun, dolayısıyla plastik cerrahların yaratıcılığının sonu yok.

Yüz nakillerinin hayal değil, artık gerçek olduğu günümüzde bir plastik cerrah, yüz kesilerinin dikilmesinde normal dikişler yerine hastanın kendi saçını kullanarak çok iyi sonuçlar elde etti.

İlgili konu: 3 Boyutlu Biyolojik Printerlar Rekonstrüktif Cerrahinin Geleceği mi?

Vücutta oluşan kesilerin kapatılmasında, genellikle sentetik dikiş iplikleri kullanılır. Bu teknolojiler gelişmeden önce ipek, kedi ve koyun bağırsağı gibi organik kökenli dikiş iplikleri uzun yıllar boyunca yaraların dikilmesinde kullanılmıştır. Sentetik dikiş ipliklerindeki gelişmeler nedeniyle organik dikiş maddeleri tamamen gündemden düşmüşken, kişinin kendi saçının özellikle çok ince iplikler yerine kullanılması ilginç ve yaratıcı bir buluş olmuştur.

54 kadın hastanın yüzündeki yaralanmalar için kullanılan bu yöntem olumlu sonuçlar vermiş, estetik sonuçları beğenilmiştir. Bu uygulamanın yaygınlaşıp yaygınlaşmayacağını görmek için ise zaman gerekecek.

Meme Protezine Bağlı Lenfomalar ve Protezin Yüzey Yapısı ile Risk İlişkisi

Meme büyütme ameliyatları bilindiği üzere silikon meme protezleri ile yapılmakta.

Son yıllarda ise protezin yüzeyini kaplamak için kullanılan sistemler çok tartışılmaya başlandı. Bunun nedeni, çok büyük bir sayıda ve oranda olmasa bile meme protezlerinin yol açtığı bir tür lenfomanın saptanmasıydı. Yapılan çalışmalar bu durumun protezin yüzeyinde yapılan ve protezi pürtüklü hale getiren uygulamalara bağlı olabileceğini ortaya koydu.

İlgili konu: Silikon Meme Protezleri ve Nadir Rastlanan Lenfomaların İlişkisi

Son çalışma, Avustralya ve Yeni Zelanda’yı kapsayan bir çalışmaydı. Bu çalışmada, 2007-2016 yılları arasında saptanan ve meme protezine bağlı lenfoma tanısı konulan 55 hasta incelendi. Hastaların ortalama yaşı 47, protezle geçirdikleri yıl sayısı 7 idi. Bu grupta kitle ve metastazlara bağlı 4 ölüm bildirildi.

İlginç bir nokta, saptanan olguların hepsinde pürtüklü yüzeyli protezler kullanılmıştı. Protezler incelendiğinde, yüksek oranda pürtüklü yüzeyi olan protezlerin bu soruna daha çok yol açtığı görüldü. Piyasada mevcut protezler kıyaslandığında, yüksek oranda pürtüğe sahip olan protezlerde lenfoma oranı düşük oranda pürtüğe sahip olanlara kıyasla 10 kat fazlaydı.

Bu konudaki çalışmalar derinleştikçe, gerek plastik cerrahlar gerekse endüstri, hastalarımız için en emniyetli olanı seçecek ve geliştireceklerdir. Bu süre zarfında, göğsünde tekrarlayan şişliği olanlar, doktor kontrollerini ve ultrason muayenelerini ihmal etmemelidirler.

Sosyal Medyada Plastik Cerrahi Sirkinin Sonu Geliyor mu?

Ameliyathanede renkli kostümleri ile dans edenler, elinde meme protezleri ile çeşitli atraksiyonlar yaparken çekilen videolar ile yaratılan plastik cerrahinin sirke çevrildiği atmosfer yakında değişebilir.

Plastik cerrahi ile ilgili videoların paylaşılması ile ilgili ilk etik kod çalışması bu sene ABD’de yapıldı ve önemli bir dergi olan PRS Dergisinde yayınlandı.

Bu kodların önümüzdeki yıllarda genel kurullarda oylanması ve kabul edilmesi bekleniyor. Şüphesiz, bu uygulamanın tüm dünyada kabul göreceği ve uygulanacağını beklemek aşırı bir iyimserlik olabilir. Türkiye’de Tabipler Birliği ve Sağlık Bakanlığı’nın bu konuda çalışmaları devam etmekte.

İlgili konu: Estetik Alanında Sosyal Medyada Nelere Dikkat Edilmeli?

Amerika’da yapılan çalışmanın kalkış noktası; şu anda sosyal medyada gelinen noktanın hasta çıkarları ve bilgilendirilmesine hizmet etmediğini vurgulamaktadır.

Sosyal medyada ilk video paylaşımları ile çok sayıda takipçi edinen ve bunu cerrahi pratiğine yansıtarak başarılı olan cerrahların izlediği yolu tekrarlayarak bir anlamda piyasa yaratmaya çalışan doktorlar, giderek daha çok dikkati çekmek amacıyla paylaşımlarını arttırıp çeşitlendirdiler. Bir uç örnek verelim; bir karın germe ameliyatında çıkardığı deri parçasını kucağında bebek gibi taşıyıp, üzerine Snapchat uygulaması ile bir bebek yüzü konduran bir cerrah bile oldu. Bunun uygun bir paylaşım olmadığı konusunda sanırım herkes hemfikirdir.

Yazımızı tıp etiğinin 4 temel kuralını özetleyerek bitirelim:

1) Hastanın özerkliğine saygı
2) Hasta için en iyi olanı sunmak
3) Zarar vermemek
4) Adalet

Günümüz insanlarının ve yaşam biçimlerinin değiştiği gerçeğini yok saymadan, bu konuda bazı düzenlemeler yapılması ve uygun kodların tanımlanması gerekecek.