Bilişim ve iletişim insanlık tarihinin en önemli gelişmelerinden sayılıyor. Bu konuda dur durak yok. Önümüzdeki yılların neler getirebileceğini yer yüzünde tahmin edebilen hiç kimse yok. Yapay zekanın varabileceği yerler hayallerimizin ötesinde.
Yapay zekayı bir yana koyalım, giderek hayatımıza daha çok giren Sanal Gerçeklik (virtual reality) hayatımıza sadece eğlence ya da spor alanında bir katkı sağlamıyor. İki yönüyle tıbbın tam ortasına saplandığını söyleyebiliriz.
İlki; tıp eğitimindeki yeri. Zor ameliyatların öğrenilmesinde, tıp eğitiminin uygulamalarının daha etkin bir biçimde aktarılmasında sanal gerçeklik çok yararlanılan bir alan. Basit enjeksiyonlardan, acil durumlarda yapılabilecek yeniden canlandırma işlemine, anatominin daha iyi anlaşılmasına kadar birçok konuda tıp öğrencileri eskiye oranla, sanal gerçeklik sayesinde çok şanslı.
İlgili konu: Estetik Alanında Sosyal Medyada Nelere Dikkat Edilmeli?
İkincisi, tıbbın çok daha ileri aşamalarındaki yeri. İleri düzey cerrahların bile yeterince deneyiminin olmadığı zor cerrahi işlemler konusunda becerilerini geliştirmek ve komplikasyon oranlarını azaltmak için sanal gerçeklik artık uygulamaya girmiş durumda.
Çocukluğunda, 3 boyutlu bir gözlük ile oyunlar oynayarak sanal gerçekliğe adapte olmuş bireylerin erişkin dönemlerinde tıp eğitimi sırasında aynı gözlükleri takıp, vücudun olağanüstü anatomisi içinde bir Playstation’da oyun oynuyormuşçasına rahatlıkla sörf yaptıklarını ve cerrahi becerilerini geliştirdiklerini, bu sayede gerçek bireylerin sorunlarını çözerken daha başarılı sonuçlar alabileceklerini söylemek artık kehanet sayılmıyor.