En başından belirtmek gerekir ki; botox uygulamaları, alın ve kaş bölgesi estetiğinde çok başarılı sonuçlar vermekte ve bu bölgede yapılan ameliyatların sayısını azaltmaktadır. Buna rağmen alın ve kaş bölgesi için gerekli ve yararlı farklı ameliyatlar vardır.

Bunların başında kaşın ileri derecede düşüklüğü gelir. Bu noktada karar verilmesi gereken sadece kaşın kuyruğunun mu, bütünün mü veya alnın tümünün bir cerrahi işlem gerektirip gerektirmediğidir.

Alnın tümünün gençleştirilmesi gerektiğinde genellikle tercihimiz endoskopik cerrahidir. Burada yapılan, küçük kesiler yardımıyla, tüm alındaki deri ve deri altı bağ dokusunun düzenlenmesidir.

Daha basit bir işlem ise, kaşın sadece kuyruğunun kaldırıldığı ve yüzün üst ve yan bölümüne etkili şakak germedir. Şakak bölgesinde, saçlı deri içinde kısa bir kesi yapılarak işlem gerçekleştirilir.

Bu tür ameliyatlar için en önemli konu, işlem öncesi analiz ve ihtiyaçların belirlenmesidir. Üst göz kapağında deri fazlalığı ve sarkması için başvuran hastaların büyük bölümünde kaşların düşük olup olmadığı kontrol edilmelidir.

Burun ameliyatı için başvuranların çok büyük bölümünde nefes alıp vermekle ilgili şikayetlere rastlanır. Bunların bir kısmı, her daim rahat nefes alıp vermekte zorluktan şikayet ederken, bir kısmında şikayetler bazı mevsimlerde daha belirgindir.

Bu şikayetlerin dikkatlice dinlenilmesi, sorgulanması, sonrasında burun fonksiyonlarını incelemek amacıyla muayene yapılması gerekir. Bu muayene sırasında sıkça konulan bir tanı; septum deviasyonudur. Septum burun boşluğunu ikiye ayıran, kemik ve kıkırdaktan oluşan bir perde gibidir. Bu perdenin burun boşluğunda sağa ve/veya sola doğru eğriliğine septum deviasyonu denir.

Septum deviasyonu kolay konulan bir tanıdır. Sizleri, septumun sağa veya sola doğru eğriliğinin mutlaka solunum sorununa yol açmayacağı konusunda uyarmak isterim. Önemli olan bu eğriliğin bir daralmaya yol açacak kadar ileri olmasıdır.

Her septum deviasyonu ameliyat gerektirmez. Burun etlerinin durumu, burun kanatlarının çalışma biçimi, burun ucunun düşüklüğü hava akımını etkileyen diğer faktörlerdir ve hepsi birlikte ele alınmalıdır. Bu nedenle, septum deviasyonu ameliyatı olmuş ve hala nefes alıp vermekte zorluk çeken hastalara rastlamak mümkündür.

Migren hastalar için son derece zorlu, günlük yaşamı zorlaştıran bir gerginlik ve ağrı ile karakterize olmuş bir hastalıktır. Tedavisinde ilaç ve gerekirse cerrahi uygulamalar bile kullanılabilir. Son yıllarda, migren tedavisinde botox kullanımından daha çok söz edilmeye başlanmıştır.

Burada en önemli nokta, göz kenarı, kaş arası ve alındaki kırışıklıkların düzeltilmesinde kullanılan botox tedavisi ile migren için kullanılan botox uygulamalarının biraz farklı olduğudur.

Kırışıklık tedavisinde kullanılan botox uygulamaları sonrasında, migren ağrılarının azaldığını söyleyen hastalar vardır. Burada, bu iyilik halinin ikincil ve dolaylı bir etki olduğunu belirtmek gerekir.

Eğer, botox ile doğrudan migren tedavisi hedefleniyorsa, öncelikle migreni tetikleyici noktalar bazı testlerle belirlenir ve botox tedavisi o noktalara yapılır. Bu durumda, kırışıklıkların düzelmesi pek beklenmez.

Liposuction ameliyatı küçük alanlarda uygulanmışsa, işlemin ertesi günü bile günlük yaşama dönülebilir. Burada, 3-4 bölge gibi geniş alanları içeren uygulamaları ele alacağız. Yağ alma ameliyatı sonrası, genellikle ilk 2 gün şişlik ve hassasiyetin en yoğun olduğu dönemlerdir. 3. gün rahatlama başlar, ödem azalır, hareketler kolaylaşır.

Genellikle, işlemden bir hafta sonra uzun yürüyüşler yapılabilir. Tempolu, uzun yürüyüşlerin ödemin, şişliğin azalmasına da katkısı vardır. Kan dolaşımı hızlanır, yürüyüş sırasında oluşan kas hareketleri, ameliyat bölgesinde birikmiş sıvının pompalanarak atılmasına yardımcı olur.

Yürüyüş, oldukça kontrollü, zorlayıcı olmayan, kalp damar sistemi için çok yararlı bir egzersiz şeklidir. Yağ alma (liposuction) işlemi sonrası yürüyüş herhangi bir risk içermeden önerilir. Ancak, kas hareketlerini zorlayan egzersizler için aceleci olmamak gerekir.

Birçok estetik ameliyatta olduğu gibi işlemdem sonra 6 hafta kadar hamam, sauna ve buhar banyoları gibi aşırı sıcak ortamlardan uzak durmak gerekir. Spor sonrası, işlem yapılan bölgelere masaj uygulanması, bölgedeki ödemin azalmasına yardımcı olur.

Meme dikleştirme ameliyatı genellikle 2 ana teknikle uygulanır. İlkinde, eğer meme dokusu hacim ve yapı olarak yeterli ise memenin kendi dokusu şekillendirilerek meme dikleştirme işlemi gerçekleştirilebilir. Eğer doku yeterli değilse dikleştirme işlemi sırasında dokulara destek olacak bir silicon meme implantı yerleştirilir.

Meme dikleştirme ameliyatı sonrası genellikle 1 gece hastanede kalmak yeterlidir. Çoğu zaman meme estetik ameliyatında yerleştirilen dren adı verilen ve ameliyat bölgesinde oluşan sıvı birikimini toplayan plastik torba , ameliyatın ertesi günü alınır.

İlk 2 günü dinlenerek geçirmek, ameliyat sonrası süreci çok kolaylaştırır. Bu aşamada gögüs çevresine aralıklı soğuk uygulamalarında büyük fayda vardır. Sigara içenlerin iyileşmenin ilk günlerinde sigara içmemeleri yara iyileşmesini hızlandırır.

Genellikle 2. veya 3. günden itibaren tam duş alınabilir. Ancak sauna, buhar gibi aşırı sıcak ortamlardan 6 hafta uzak durmak gerekir. Yürüyüşlere 4 ila 5. günden sonra başlanabilir; ağır spor, yük kaldırmak veya koşmak gibi fiziksel aktiviteler için yine 6. haftayı beklemek doğru olur.

Burun ameliyatı Türkiye’de en çok yapılan ameliyatlardan biri. Genellikle sonuçları çok başarılı olmakla birlikte, zaman zaman sorunlarla karşılaşılabiliyor. Öncelikle, belirtmek gerekir ki; burun, estetik açıdan olduğu kadar fonksiyon-solunum açısından çok önemli bir organ. Aynı zamanda, burnu benzersiz kılan bir özelliği de koku alma duyusu.

Burun ameliyatı öncesi, hastanın şikayeti olsa da olmasa da, solunum ve fonksiyonları açısından muayene edilmesi şart. Endoskopik muayene mutlaka gerçekleştirilmeli. Gerekirse, sinus tomografisi de eklenmeli.

Burun ameliyatı olmak isteyen kişi, öncelikle beklentilerini çok iyi anlamalı ve hekimine anlatabilmeli. Bu beklentilerin gerçekçi sınırlarda kalmasını sağlamak ve nelerin yapılıp yapılamayacağını anlatmak da doktorun görevi. Unutmamak gerekir ki, burun canlı, soğukta, sıcakta değişen, zaman ve yer çekimi etkisine maruz kalan, 3 boyutlu bir yapı. Bir kil, çamur değil. Bu ameliyatın bir sanat eseriymiş gibi planlanıp yapılabileceğine ve yapılanın da aynı şekilde kalacağını iddia edenlere itibar etmeyin.

Burun ameliyatında, bazı işlemler yumuşak doku ve kıkırdaklarda zaman içinde oluşabilecek değişiklikler öngörülerek planlanır ve yapılır. Zaman ve yerçekiminin yaratacağı olumsuz etkilere karşı koyacak direnç noktaları oluşturulur. Heykel ve sanatta ise kullanılan malzeme ve tekniklerin özellikleri nedeniyle yaptığınız şey neredeyse sonsuza kadar aynı şekilde kalacaktır. Bu nedenle, sanatsal yönleri olmakla birlikte, burun ameliyatlarında bilim çok daha ağırlıklıdır. Zaten böyle olmasa, burun ameliyatlarını plastik cerrahlar değil, heykeltraşlar yaparlardı.

1. İstanbul Kongre Merkezinde 28-31 Ekim 2013 tarihleri arasında, İstanbul Kongre Merkezinde, 35. Ulusal Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Kurultayı gerçekleştirildi. Dr. İsmail Kuran bu kurultayda ilk gün “Meme Küçültme Ameliyatlarında Teknik Seçimi” isimli bir Deneyim Aktarım Sınıfı, son gün ise “Nazal Endoskopi ve Fonksiyonel Burun Cerrahisi” isimli bir kursta yer aldı. Ayrıca kongrenin 3. günü “Plastik Cerrahi, Medya ve Strateji” isimli bir panelde konuştu.

Dr. İsmail Kuran 2 Kasım 2013 tarihinde, Antalya’da yapılan 23. Ulusal Ortopedi Kongresi’nde “Plastik Cerrahi Gözüyle El Cerrahisine Yaklaşım” isimli bir konuşma yaptı.

29 Ekim 2013 tarihinde yayınlanan Milliyet gazetesinde “Medikal Estetik” başlıklı ekte, Dr.İsmail Kuran, Türk Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği başkanı olarak, “Plastik Cerrahi”yle ilgili bilgiler verdi. Hasta güvenliğine de değinen yazıda, plastik cerrah olmak için gerekli eğitim süreci de anlatıldı.