Göz Kapağı Ameliyatı Sonrası Nelere Dikkat Edilmelidir?

Göz kapağı ameliyatları en sık yapılan estetik cerrahi girişimlerindendir. Her ne kadar alt ve üst kapak ameliyatlarının iyileşme süreçleri birbirinden farklı olsa da ameliyattan sonra yapılacaklar çok değişmez.

Göz kapağı ameliyatlarından sonra en çok dikkat edilmesi gereken süre ilk iki gündür. En fazla şişlik, morluk ve hassasiyete ilk 2 günde rastlanır. Kişinin iyi istirahat etmesi, aralıklı soğuk uygulamaları ve iyi bakımla sonraki süreç kolaylaşır.

İlk günlerde en önemli şikayetler, şişlik, gözlerde ağırlık hissi, sulanma ve batmadır. Bunları azaltmak için göz yaşı jelleri, ödem azaltıcı ilaçlar yarar sağlar. Ilık çay suyu ile pansumanlar hala geçerli ve kullanılan bir geleneksel tedavidir.

Çok gerekirse, gece gözleri bir ped ile kapatmak şikayetleri azaltabilir.

İlgili konu: Göz Kapağı Düşüklüğü İçin Estetik Tedavi

Birkaç gün içinde, göz kapaklarındaki ödem azalır ve kişi rahatlamaya başlar. Göz çevresindeki bant ve dikişler alındıktan sonra dikkat edilecek hususlar zorlu egzersizlerden kaçınılması, güneş ve aşırı sıcaklardan kaçınılmasıdır. Bunlar, şişliklerin tekrar artmasına yol açabilir ve iyileşmeyi geciktirir.

Göz kapağı ameliyatları genellikle sorunsuz ve hızlı iyileşilen ameliyatlardır. Alt kapak ameliyatlarında, zayıf kas yapısı olanlarda, gözün kapatılmasında bazen zorluk ve buna bağlı kızarıklık, sulanma ve batma oluşabilir. Bu durum, gözün kapatılmasını daha da zorlaştırır ve bir kısır döngü oluşur. Bu duruma izin verilmemeli ve hızlı bir tedavi ile ödemin artması engellenerek, gerekirse geceleri göz kapatılıp, kortizonlu damlalarla iyileşme sağlanmalıdır.

Meme Büyütme Ameliyatında Görülen Komplikasyonlar Nelerdir?

Meme büyütme ameliyatlarında, ameliyatı izleyen ilk günlerde olabilecek ve en sık rastlanan komplikasyon, kanamaya bağlı göğüste oluşan şişmelerdir. Bazen dren konulmasına rağmen görülebilir. Kanamaya eğimli olanlarda, kan sulandırıcı veya aşırı bitkisel ürünler kullananlarda görülme ihtimali artar.

Meme büyütme ameliyatlarında nadiren karşılaşılan bir komplikasyon yara iyileşmesinde gecikmedir. Bu genellikle, çok büyük protezlerin kullanılması ve yanlış planlamaya bağlıdır. Bazen, yara iyleşmesindeki gecikme diyabet veya kronik hastalıklara bağlıdır.

Nadir sayılabilecek bir erken dönem komplikasyonu ise enfeksiyondur. Kızarıklık, ateş ve şişlikle ortaya çıkar.

İlgili konu: Meme Büyütme Ameliyatlarında Memenin Şekli ve Boyutu

Meme büyütme ameliyatlarında geç dönem komplikasyonları arasında en önemlisi kapsül kontraktürüdür. Proteze vücudun verdiği bir yabancı cisim tepkisi olarak da adlandırılabilen kapsül kontraktürü bazen bir tedavi gerektirmeyecek kadar hafif, bazen de protezin değiştirilmesini gerektirecek kadar belirgin ve ağrılı olabilir. Kapsül kontraktürü oranı genellikle %3-5 civarındadır.

Geç dönemde önemli sayılabilecek bir sorun da seroma gelişimidir. Meme protezinin çevresinde gene tepkisel olarak sıvı toplanması olan bu durumda, nadir görülen bir lenfomanın araştırılması gerekebilir. Çoğu zaman birkaç günlük bir şişlik döneminden sonra şişlik azalır ve göğüs rahatlar. Ancak sık sık tekrar etmesi ve zor gerilemesi söz konusu olduğunda memenin görüntüleme teknikleri ile (gerekirse MR) araştırılması şarttır.

Ameliyata bağlı veya daha sonra bazı travmalarla protezin yerinde değişiklikler olması, içe, dışa, aşağı veya yukarı kayması da istenmeyen komplikasyonlar arasındadır ve tedavileri genellikle yeniden ameliyatı gerektirir.

İdeal Burun Estetiği Nedir?

“İdeal burun” nedir sorusunu cevaplandırmak kolay değildir. Yaşanılan yer, kültür ve geleneksel anlayışa göre değişkenlik gösterebilen güzellik kavramını bazı oranlar ve ölçülerle tanımlama çabası tarih boyunca olmuştur. Ortaya bazı değerler ve oranların çıktığı ve bunların evrensel güzellik normlarını yansıttığını söyleyebiliriz. Buna rağmen, güzellik için tek bir kalıp veya tanımlamadan söz etmek mümkün değildir.

Aynı şekilde burun için de tek bir ideal burun şeklinden söz edilemez. Çevremizde ve medyada güzel burunlu olarak birçoğumuzun beğendiği burunlara baktığımızda ortak özellikler kadar birbirinden farklı anatomik yapılara da rastlayabiliriz. Burada, en temel nokta burnun tek başına ele alınamayacağı, yüzün ve vücudun oranları ile birlikte değerlendirilmesi gereken anatomik bir bütünlükten söz edilebileceğidir.

İlgili konu: Estetikli Ünlüler Gibi Olmaya Çalışmayın

Genel olarak ideal burun, alından ve çeneden ayrı konumlanan ve profilden yüzün 3 eşit parçasından ortasında yer alan, erkekte daha düz, kadında hafif kavisli, burun ucunda belirli bir açının olduğu, burun ucunun üçgen bir konfigürasyonla burun sırtı ile ilişkisini sürdürdüğü bir anatomi olarak tanımlanabilir. Yüzlerce ölçüm ve oranla burun tanımlanabilir, ancak bunlar genellikle gündelik pratikte pek uygulanmaz.

İdeal burunun nefes alıp vermede sorunsuz olması bir ön koşuldur. Bu nedenle, estetik açıdan kişi tercih etse bile nefes alıp vermeyi etkileyecek düzeyde aşırı küçültülmüş burunları plastik cerrahlar tercih etmezler.

Erkekte Göğüs Küçültmeyi (Jinekomasti) Kimler Yaptırmalı?

Erkekte, ergenlik döneminde göğsün büyümesi ve küçülmemesi durumuna jinekomasti adı verilir. Hemen hemen her erkekte, ergenlikle birlikte meme bölgesinde oluşan hassasiyet ve şişlik kısa bir süre içinde (genellikle birkaç ay) geriler. Gerilemeyerek, 2 yılı aşkın bir süre varlığını sürdürürse, artık jinekomastiden söz edilebilir ve tedavi süreci gündeme gelebilir.

Eğer genç erkeğin günlük yaşamını ve psikolojisini etkileyecek düzeyde bir sorun halini almışsa, genel olarak sağlığı iyi ve cerrahi işleme engel bir durum yoksa jinekomasti ameliyatı önerilebilir. Kişinin aşırı kiloları varsa, öncelikle kilo verilmesi önerilebilir. Sadece kilo verilerek jinekomastinin tam olarak düzelmesi genellikle beklenmez. Buna rağmen, kilo vermek yapılacak işlemi kolaylaştırır ve elde edilecek sonucu geliştirebilir.

İlgili konu: Erkekte Göğüs Küçültme (Jinekomasti) Ameliyatı Nasıl Yapılır?

Jinekomasti sadece, ergenlik döneminde ortaya çıkan bir durum değildir. Orta ve ileri yaşlarda, alınan kilolar, kullanılan bazı ilaçlar ve bazı kanserlerde tek veya çift taraflı jinekomastiye rastlanabilir. Bu durumda öncelikle sorunun ne olduğu anlaşılmalı, daha sonra bu soruna dönük önlemler veya tedaviler oluşturulup, jinekomasti gerilemezse vakumla yağ almak, lazer liposuction veya ultrason enerjisi yardımıyla liposuction veya gerekirse cerrahi olarak dokunun çıkarılması gibi yöntemlere başvurulabilir.

Jinekomasti, erkeğin hayatını etkileyen, günlük yaşamında, giyim kuşam ve sportif aktivitelerde sorun yaratabilen önemli bir estetik sorundur. Nadiren meme kanseri, erişkin erkeklerde jinekomasti bulguları ile ortaya çıkabilir. Hem estetik, hem de tıbbi açıdan çözümü olan jinekomastinin erkeğin hayatını zorlaştırmasına izin verilmemelidir.

Mikrorinoplasti Nedir, Kimlere Uygulanır?

Klasik burun estetiği ameliyatının adı rinoplastidir. Giderek rafine olan, gelişmiş aletlerle daha iyi sonuçlar alınan rinoplasti tekniklerine farklı farklı isimler verilebilir. Mikrorinoplasti, osteotomisiz (kırmadan) rinoplasti, minirinoplasti gibi.

Mikrorinoplastide mikrocerrahiden esinlenerek, daha ince cerrahi aletler kullanarak yaptığımız burun estetiği tarif edilmektedir. Temel olarak yapılan işlemlerde ciddi bir fark olmasa da daha zarif aletlerin kullanılması ile daha temiz bir cerrahi gerçekleştirilebilmekte, daha iyi sonuçlar alınırken, iyileşme süreci de daha sorunsuz devam edebilmektedir.

İlgili konu: Dikişsiz Burun Ameliyatı Hakkında

Mikrorinoplastinin temelinde anatomide saptanan bazı ayrıntıların ortaya konması (bu konuda benim de literature girmiş bulgularım ve yayınlarım vardır) ve bu ince anatomiye yaklaşımı kolaylaştıran cerrahi aletlerdeki gelişmelerin büyük payı vardır.

Yıllar içinde, burun ameliyatları kemik ve kıkırdakların kabaca küçültüldüğü bir ameliyat olmaktan çıkmış, ince detayların çok önemli olduğu bir denge ameliyatına dönüşmüştür.

Mikrorinoplasti rinoplastide ulaşılan bir incelik düzeyidir. Ancak tanıtım amacıyla kullanımı o denli abartılmıştır ki, çoğu zaman ne olduğu anlaşılamamakta ve burun estetiğinde mikro değişiklikler yapılması olarak algılanabilmektedir. Aslında, mikrorinoplasti teknikleri ile burun estetiğinde makro (büyük) değişiklikler yapmak mümkündür.