Liposuction vücudun şekillendirilmesinde etkin ve giderek gelişen bir uygulamadır. Bazı bölgelerde diğer alanlara göre belirgin fazlalıkların giderilmesinde yaygın olarak kullanıyoruz. Giderek daha çok bölgeye ve daha yoğun liposuction uygulamaları yapmaktayız. Vücut konturunun düzenlenmesinde etkin olan bu tekniğin lazer ve ultrason gibi teknolojiler ile desteklenmesi yaygınlığını ve uygulanmasını arttırsa da liposuction’ın aşırı kilo sorununu çözmesi beklenmemelidir.

Liposuction için başvuran hastalarda, genel muayene sırasında, hemen liposuction yapmaya uygun mu ya da öncelikle zayıflaması daha doğru olur mu? Bu ayrıma bakılır. Ameliyata kadar kişinin kilo vermesi gerekiyorsa bir diyet programının uygulanmasında yarar vardır. Yoğun egzersizle desteklenen bir diyet programı ameliyata hazırlık sağlar ve liposuctionla elde edilecek sonucu geliştirir.

İlgili konu: Liposuction’da En Fazla Ne Kadar Yağ Alınır?

Diyet programının vücuttan su kaybettiren ve yalancı bir zayıflık sağlayan bir diyetten çok yağ yakıcı, kaloriden fakir ama temel element ve protein alımını destekleyen bir diyet programı olması gerekir.

Vücudun biçimlendirilmesi çok yönlü bir programdır. İçinde diyet, spor ve cerrahi girişimlerin yer aldığı bir kombinasyonla ideal sonuca ulaşılır. Kolaycı yaklaşımlar hayaldir ve sonuçları korumak dikkat edilmezse imkansızdır.

Sigaranın genel olarak yara iyileşmesine olumsuz etkilerini uzun zamandır biliyoruz. Ancak bu zarar daha çok uzun kesili ameliyatlar için geçerlidir. Örneğin, iri bir memenin küçültülmesinde uzun kesiler kullanılacağından çok sigara içenlerde yara sorunları ile karşılaşmak mümkündür. Meme büyütme ameliyatlarına gelince, kesiler çoğu zaman kısa kesilerdir ve sigara içilip içilmemesi sonucu çok etkilemez.

Alkol kullanımı doğrudan ameliyatı değil anesteziyi daha çok ilgilendirir. Aşırı alkol kullananlarda anestezi için kullanılan ilaçlar karaciğerde daha kolay yıkılabilir ve anesteziyi zorlaştırabilir. Ameliyata yakın günlerde aşırı alkol tüketiminden kaçınmakta fayda vardır.

İlgili konu: Meme Büyütme Ameliyatlarında Memenin Şekli ve Boyutu

Sigara ve alkol tüketiminin zararlı etkileri çoğunlukla anlık etkiler olmaktan çok uzun vadeli etkilerdir. Genel sağlığa olumsuz etkilerini bildiğimiz alkol ve sigaranın tüketimini azaltmak, kontrollü hale getirmek hem genel sağlık açısından hem de yapılacak bir estetik girişimin iyileşme süreci açısından yararlı olacaktır.

Spesifik olarak baktığımızda, meme büyütme ameliyatında, eğer memeye dikleştirme amaçlı büyük kesiler yapılmamışsa sigara kullanımının büyük bir önemi olmadığı söylenebilir. Meme küçültme ameliyatında ise kesi uzun olacaksa, özellikle ameliyattan sonra, bir süre sigaranın azaltılması veya içilmemesi yara iyileşmesine katkı sağlar.

Alkol kullanımı için meme büyütme veya küçültme ameliyatını ayırmadan, ameliyat veya iyileşme açısından bir önemi olmasa da anestezi güvenliği açısından ameliyata yakın günlerde, karaciğeri zorlayacak ölçüde aşırı alkol tüketmekten kaçınmak gerektiği söylenebilir.

Burun ameliyatı sonrası burunda ve çevre dokularda geçici şişlik ya da ödem olması beklenen bir durumdur. Şişlik genellikle göz çevresinde başlar ve giderek yanaklara doğru yayılır. İlerleyen günlerde bu şişlikler giderek azalır.

Şişliklerin daha az olması için burun üzerine bantlar ve kalıplar yerleştirilerek, yaklaşık 1 hafta tutulur.

İlgili konu: Burun Ameliyatı Sonrası Nezle ya da Grip Olmak

Burun ameliyatı sonrası burun kökü veya kaş arasında da şişlik oluşabilir. Özellikle burun köküne ait bir cerrahi değişiklik planlanarak uygulanmışsa bu bölgede şişlik olasılığı daha fazladır. Bantlama ve uygulanacak kalıp bu bölgeye iyi adapte edilirse şişliği kontrol etmek mümkün olabilir.

Ameliyat sonrası iyi istirahat etmek ve aralıklı soğuk uygulamaları kaş arasında şişlik olmasını engelleyebilir veya azaltabilir.

Meme kanseri tedavisi sırasında meme ucu da çoğu zaman alınmakta ve yeniden onarılması mümkün olmaktadır. Meme ucununun eksik kaldığı bir meme onarımı, genellikle tatmin edici olmaktan uzaktır. Meme konisinin sağlanmasını takiben meme ucu onarıldığı zaman meme normal görüntüsüne kavuşur.

Meme ucu (nipple) onarımında deriden geometrik dizaynlar ile hazırlanan dokular kullanılır. Aroela denilen meme halkası için en çok kullanılan onarım tekniği, bacak ile kasığın birleşme noktasındaki koyu deri kullanılmasıdır. Deri nakli ile memeye aktarılan ve nispeten koyu renkte olan deri meme halkasını çok iyi taklit eder.

İlgili konu: Meme Ameliyatında Kullanılan Silikon, Kanser Yapar mı?

Meme ucu ve halkasının onarımı için kullanılan cerrahi teknik dışında alternatif bir yöntem ise tatuaj (döğme) tekniğidir. Bu teknikte artistik yetenekleri yüksek ve eğitim almış kişiler meme ucu ve halkasını özel boyalar kullanarak taklit ederler. Zaman içinde boyalar renk kaybedebilir ve tatuajın tekrarı gerekebilir.

Meme ucu ve halkasının onarımı meme kayıplarında yeniden meme yapılmasının temel ögelerinden biridir. Bunun mümkün olduğu genellikle meme kanserine yakalanan ve göğsü alınan hastalar tarafından bilinmez. Meme onarımı gibi meme ucu onarımının da yapılabildiği bilgisinin yaygınlaşması uygulamaların artmasına yol açacaktır.

Burun estetiği için başvuruların en yoğun olduğu dönem 20’li yaşlardır. Genellikle ergenlik döneminde burun değişikliğe uğrar. Çocukluk döneminde burnunun şeklinin çok güzel olduğunu, ergenlikle birlikte değişerek bozulduğunu belirten hastaların sayısı çoktur. Bir diğer başvuru nedeni de, gözlük kullanımı sonrası burun üzerindeki kemerin büyümesidir. Gözlük kullanımının burun kemerini büyüttüğü konusunda bilimsel bir veri olmasa da bu şikayete çok rastlanır.

Daha küçük yaşlarda burun estetiği için başvuranlar olduğunda izlenecek yol konusunda erkek ve kadında farklılıklar vardır. Burun gelişimi kadınlarda daha erken erkeklerde daha geç tamamlanır. Vücut gelişimi için de bu durum geçerlidir ve erkeklerde boy ve yüzün, burnun uzaması 18 yaşına kadar sürerken, kız çocuklarında genellikle 16 yaşında büyüme durur.

İlgili konu: Burun Ameliyatı Olduktan Sonra İlk 6 Ay İçinde Yaşanan Değişimler

Bu nedenle kız çocuklarında 16 yaşından sonra gerekiyorsa burun ameliyatı yapılabilirken erkek çocuklarında bu yaş sınırı genellikle 18’dir. Yaş konusundaki bu uygulama temel olarak gelişime ve anatomik büyümeye göre belirlenir. Ancak bir diğer önemli konu ise burun estetiğinde psikolojik durumdur. Yüzün ifadesinde çok önemli bir yere sahip olan burnun estetik görünümünün değişimine ve bu değişimin boyutlarına karar verirken psikolojik olgunluğun büyük önemi vardır. Bu nedenle, burun estetiği için başvuran ve 18 yaşının altındaki kişilerde görüşme sırasında kişinin bu ameliyata hazır olup olmadığı iyice anlaşılmalıdır. Bir tereddüt varsa ameliyatı daha ileri bir yaşta gerçekleştirmek daha doğru olacaktır.

İleri yaşlarda burun estetiği yapılması için bir engel olmamakla birlikte genellikle 40’lı yaşlardan sonra burundaki değişime adaptasyonun daha zor olduğuna inanılır. Bu erkeklerde çok daha önemlidir ve 50 yaşından sonra erkeklerde burun ameliyatına çok dikkatli yaklaşılmalıdır.

Meme büyütme ameliyatları sadece hastanın istediği büyüklükte bir meme protezinin göğse doldurulacağı bir uygulama değildir. Meme büyütme ameliyatlarında göğsün yapısı ve ölçümleri ile birlikte deri ve kasın yapısı ve özellikleri de göz önünde bulundurulmalıdır.

Memeye yerleştirilecek silikon protezin en önemli boyutu taban genişliğidir. Taban genişliği göğse uygun olmayan bir protezin kullanılması, ayağınıza büyük veya küçük bir ayakkabı giyilmesine benzetilebilir, her ikisi de olumsuz sonuç verir. Tabanı aynı ama diğer boyutları (yükseklik ve öne çıkıklık) farklı protezler mevcuttur ve bunlardan uygun olan seçilerek istenilen sonuç sağlanmaya çalışılır.

İlgili konu: Meme Protezleri Arasındaki Farklar, Hangisi Daha İyi?

Meme büyütme ameliyatlarında memenin şekli ve büyüklüğüne karar verirken kararlarımızı oluşturmaya yarayan önemli bir yardımcı araç 3D Vectra uygulamasıdır. Üzerine yerleştirilmiş 6 yüksek çözünürlüklü fotoğraf makinesi ile aynı anda çekim yaparak bunları 3 boyutlu resimlere dönüştüren bu sistemde hem ölçme ve analiz yapılabilmekte hem de seçilecek protezlerle elde edilebilecek sonuç simule edilebilmektedir.

Bu tekniği uygulamaya başladıktan sonra meme protezi seçiminin kolaylaştığı ve hastaların sonuçla ilgili beğenilerinin arttığını söyleyebilirim. Simulasyonlar gerçek sonuçlara oldukça yakın görüntüler ortaya koymakta bu da karar verme sürecini kolaylaştırmaktadır.

Akdeniz tipi kadının temel sorunlarından birisi, vücudun alt bölgesinde özellikle kalça bölgesinde yağ depolarının yer almasına bağlı olarak kilo aldıklarında popo bölgesinde büyüme olmasıdır. Aynı şekilde, kilo verildiği zaman da, vücudun üst bölgesi çabuk incelirken alt bölgede zayıflama az ve yavaştır.

Bu sorunun çözümünde kalça, basen ve bel bölgesine yapılacak VASER liposuction veya LAZER liposuction uygulamaları kullanılabilir. Fazla yağın alınması ile kalça ve çevresi şekillendirilebilir. Burada önemli konulardan biri, derinin durumudur. Çok kilo alınıp verilmesi, derinin elastikiyet kaybına yol açar ve bu konu cerrahi planlamada gözönünde bulundurulmalıdır.

İlgili konu: Vaser mi Lazer mi? Liposuctionda Hangisi Daha Etkili?

Son yıllarda, kalça anatomisi ve dinamiğinin daha ayrıntılı bilinmesi ile cerrahi yaklaşımlarda değişikliklere gittik. Çoğu zaman basen bölgesinde genişliğe kalçada yassılaşmanın eşlik etmesi bize bu bölgede sorunun sadece fazla yağ olması değil, yağ dağılımının da sorunlu olduğunu gösterdi. Bu nedenle, yanlardan, bel ve basenden alınan yağın yuvarlaklık vermek üzere kalçaya enjeksiyonlarına başladık. Bu uygulama ameliyat başarısını arttırdı ve kalça bacak ilişkisini daha iyi bir noktaya getirdi. Aynı zamanda enine geniş olan kalçaların eni azaltılırken yassılaşmasını engelleyerek kalça yuvarlağının sağlanmasına da imkan verdi.

Kalça analizinde ayakta muayene dışında yatarak muayene bize kalçanın komponentlerini daha iyi değerlendirme fırsatı veriyor ve ameliyat planlanmasında yarar sağlıyor.

Giderek daha çok sayıda aynı anda birden çok işlem için başvuranlar oluyor. Meme ameliyatı sırasında, burun ameliyatı veya karın ameliyatı isteyenler, liposuction işlemi sırasında göğüs büyütme işlemini ekleyenler, yüz ameliyatları sırasında vücutlarına ilave işlemler isteyenler bunlara örnek olarak sayılabilir.

Bu konuda karar verirken hastanın genel durumu, sağlığı, laboratuvar değerlerinin yanı sıra işlemlerin birbirleri ile uyumu da çok önemlidir. Örneğin, fazla kilo vermiş kişilerde meme ve karın ameliyatları birlikte yapılabilir. Meme ve burun estetiği de çok kombine edilen ameliyatlardandır. Buna karşın tüm yüzün ele alındığı gençleştirme ameliyatlarında işlemin uzunluğu ve inceliği nedeniyle vücut ameliyatlarını (uzun sürecek olanları) kombine etmek uygun olmayabilir.

İlgili konu: Meme Estetiği Hakkında Sık Sorulanlar

Günümüzde, özellikle çalışma hayatı nedeniyle uzun süre izin kullanamayacak hastalar, kombine işlemlerle daha kısa sürede gündelik hayatlarına dönebilmektedirler. Burada, hangi işlemlerin bir arada yapılmasının doğru olacağına dair kararı plastik cerrahın vereceği bilgiler ve tercihleri doğrultusunda yapmak gerekir.

Anestezi güvenliğinin artması, estetik işlemlerde dokuya travmanın kontrol edilebilmesi ve giderek rafineleşen uygulamalar nedeniyle kombine işlemlerin daha sık uygulanacağı söylenebilir.

Botox uygulamalarının yaygınlaşmasıyla, kaş kaldırma ameliyatlarının daha nadir uygulandığını söyleyebiliriz. Botox ile kaşları geçici olarak kaldırmak mümkün. Ancak, bazen botoxun kaşların üzerinde yarattığı etki doğal olmayabiliyor ve kaşın cerrahi olarak şekillendirilmesini tercih edebiliyoruz.

Bir diğer faktör ise botoxla yapılan kaş değişikliklerinin geçici olması. 3 ila 6 ay kadar etkili olan botox uygulamaları yerine kaşlarda daha kalıcı bir etki isteniyorsa kaş kaldırma ameliyatlarını seçmek gerekiyor.

İlgili konu: Botoksun Etkisi Ne Kadar Sürer, Tekrar Ne Zaman Yapılmalı?

Kaşları doğrudan kaşın üstünden, saçlı deri veya alından kaldırmak mümkün. En etkili yöntem, doğrudan kaşın üstünden yapılan işlem olmakla birlikte bu uygulama kaş kenarında bir iz bırakabiliyor. Bu iz zamanla dikkati çekmeyen bir iz olsa da genç hastalarda bu tekniği tercih etmek pek mümkün olmuyor.

Saçlı deriden yapılan kaş kaldırma işlemi ise etkinliği tartışılır bir teknik olarak dikkati çekiyor. Hafif değişiklik isteyen hastalarda yeterli olurken, kaşlarının aşırı kaldırılmasını isteyenlerde etkili değil.

Bir diğer uygulama da endoskopla alın germe teknikleri; burada kaşı doğrudan kemiğe askılayarak işlem yapmak mümkün olabiliyor.

Burunda şekil bozuklukları arasında yer alan bir sorun da, burnun etli, kalın ve büyük olmasıdır.

Etli burun olarak adlandırılan bu deformiteye bazen palyaço burun da denmektedir. Palyaçoların burunlarının büyük ve yuvarlak olmasından esinlenerek verilen bu isim sorunu tanımlamaya yeter.

İlgili konu: Burun Estetiği Olan Kişiler Ne Kadar Sürede İyileşir?

Burun ucunun büyüklüğü kıkırdakların iriliğinden değil de, burun derisinin etli ve kalın olmasından ise burun etinin inceltilmesi ve şekil verilmesi için yapılabilecek işlemler vardır. Deri altındaki yağ dokusunun azaltılması, kıkırdakların daha üçgen bir şekilde forme edilerek kıkırdak yamaları ile biçimlendirilmesi mümkündür. Burun tabanının genişliğinin azaltılması için gerekirse deri bile kesilerek atılabilir.

Burun derisinin kalınlığı fazlaysa, sözü edilen manevralarla küçültme işlemi yapıldığında iyileşme ince derisi olanlara kıyasla daha uzun sürebilir ve daha yavaş olabilir. Bu süreçte, gerekirse ödemin geçmesini hızlandırmak için bazı ilaçlar ve steroid enjeksiyonları kullanılabilir.