Yağ Aldırma Ameliyatı (Liposuction) Hakkında

Liposuction (vakumla yağ aldırma ameliyatı) uzun zamandır tüm dünyada en sık yapılan estetik cerrahi girişimidir ve yaklaşık 30 yıllık bir geçmişe sahiptir.

İlk liposuction uygulamaları çok çarpıcı bir şekilde dünya gündemine geldiğinde uygulamanın hızla yaygınlaşacağı belli olmuştu. Hareketsiz yaşama, yüksek kalorili beslenme, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde giderek artan obezite sorunu ile birlikte liposuction yani “yağ aldırma operasyonu” yaygınlaştı, gelişti.

Son yıllarda liposuction alanında da yenilikler oldu. Özellikle teknolojideki gelişmelerle, liposuction ilk başladığı yıllara kıyasla çok farklı biçimde uygulanıyor. Bu da, uygulamanın yapılabileceği bölgelerin artmasına yol açtı. Sırt, kol, ayak bileği gibi daha önce pek uygulama yapılmayan bölgelere de girilmeye başlandı.

Öncelikle, uygulama yapılacak bölgeye verilecek sıvı miktarı ve özellikleri netleşti. Sıvı verilmesini takiben, yağ dokusunun kolay parçalanmasını sağlayan laser, ultrason ve radyofrekans enerjileri uygulanmaya başlandı. Bunlar daha kolay, kanamaya yol açmadan, daha hızlı iyileşme sağlayan uygulamalara fırsat verdi.

Vakum yağ aldırma operasyonu konusunda bir diğer gelişme, kanül çapları ve biçimlerinde yaşandı. Bilindiği gibi, vakumla yağ alma işleminde, yağı dışarı çekmek için değişik çap ve biçimde metal tüpler kullanılıyor. Bu tüpler zaman içinde çok geliştirildi. Uygulama bölgesine uygun metal tüpler üretildi.

Bu gelişmelerle liposuction en yaygın estetik girişim özelliğini koruyor ve toplumda aşırı kilo ve yağlanma sorunları devam ettiği sürece de bu özelliğini korumaya devam edecek gibi görünüyor.

Karın Germe Ameliyatı Sonrası Doğum Yapılabilir mi?

Estetik, Plastik Cerrahi alanında, hakkında en karmaşık, eksik ve yanlış bilgi olan alanlardan birisi “Karın Germe Ameliyatları”dır.

Bu konuda görüşmeye gelenlerden en çok duyduklarımız; çok ağrılı ve zahmetli olduğu, iyileşme sürecinin uzun olduğu ve bu işlemden sonra doğum yapılamayacağıdır.

Karın germe ameliyatları hakkında dile getirilen ağrılı ve zahmetli olması veya çok uzun bir iyileşme süreci gerektirmesi gibi görüşlerin abartılı olduğunu söyleyebiliriz. Diğer estetik işlemlere kıyasla, daha uzun bir nekahat dönemi gerektirdiği, hastane kalışının bazen 2-3 günü bulabileceği, gündelik hayata dönmenin diğer ameliyatlardan biraz daha uzun bir zaman gerektirdiğini söylemek yanlış olmaz. Ancak, bu ameliyat doğru biçimde ve uygun aday seçimiyle gerçekleşirse, sanılanın aksine çok zahmetli bir ameliyat sayılmaz.

Bu konuda asıl yanlış bilgi ise, karın germe ameliyatından sonra doğum konusundadır. Bu ameliyat hiçbir şekilde, anatomik olarak hamilelik sürecini engelleyemez. Kişi rahatlıkla hamile kalabilir, karın duvarı hamileliğe adapte olur ve genişler.

Ancak karın germe ameliyatlarından sonra özellikle erken dönemde hamilelik önerilmez. Çünkü gebelikte alınacak kilolar ve karın duvarındaki değişiklikler ameliyatta elde edilen avantajların kaybına yol açar. Karın duvarı gevşeyebilir, alınan kilolar elde edilen sonucu olumsuz etkiler.

Bu konuda, kanımca en doğru yaklaşım, karın germe işleminin ancak yakında planlı bir doğum düşüncesi yoksa gerçekleştirilmesi, bir doğum planlanıyorsa işlemin doğum sonrasına bırakılmasıdır. Ancak, karın germe ameliyatından sonra, özellikle birkaç yıl geçmişse ve kişi daha önce gündeminde yokken bir doğum arzu ederse bunun önünde hiçbir engel olmadığını bilmelidir. Hamilelik ve doğum sonrasında kilo kontrolüne dikkat etmek ve karın egzersizleri yapmak hamileliğin karın duvarına verebileceği olumsuz etkileri azaltır.

Hamilelikte aşırı kilo alınır ve karın duvarı gevşer, deri sarkarsa, belirli bir sure geçtikten sonra karın için ikinci bir girişim planlanabilir.

Plastik Cerrahi (Estetik Ameliyat) Nedir?

Plastik eski Yunanca şekil verme anlamına gelen bir terimdir. Plastik cerrahi, hem doğumsal hem de kaza sonucu oluşmuş şekil problemlerinin düzeltilmesi, eksik veya deforme organların yeniden oluşturulması üzerine yoğunlaşmış bir tıp dalıdır.

Estetik cerrahi (estetik ameliyat) ise bu dalın olgunlaşmış bir uygulama alanıdır.

Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi alanında uzmanlaşmış kişilerin eğitim sürecine baktığımızda, Tıp fakültesi eğitimini tamamladıktan sonra bir Anadal Uzmanlığı olarak TUS ile girilebilen bir eğitim sürecinden söz ediyoruz.

Uzmanlık eğitiminin süresi toplamda 5 yıl. Temel Plastik Cerrahi konularının, yara ve bakımının, dudak damak yarığı olmak üzere birçok doğumsal anomalinin tedavilerinin yanı sıra el, yüz ve vücut yaralanmaları, kanser sonrası kaybolan uzuvların yeniden onarımı gibi oldukça geniş kapsamlı bir spektrumda eğitim alınıyor.

Estetik Cerrahi bunların üzerine inşa edilen bir üst yapı aslında. Temelinde plastik ve rekonstrüktif cerrahinin temel taşları yer almazsa olgunlaşmak neredeyse imkansız.

Türkiye’deki Plastik Cerrahlar, Türk Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği tarafından temsil edilirler. Bu dernek, Türk Tabipleri Birliğine kayıtlı ve Plastik Cerrahları temsil eden tek resmi dernek olarak işlev görüyor. 700 civarında üyesi mevcut. Hem rekonstrüktif hem de estetik alanında çok sayıda çalışma grupları ile yıllık kongre, sempozyum, kurs ve bölge toplantıları organize ederek sürekli eğitim sağlıyor. Bu alanda yeni çıkan ürün ve uygulamalar ile ilgili en objektif bilgi ve deneyimi aktarabilmek için Uluslararası Dernekler ve Kuruluşlarla bağlantı halinde ve bu kuruluşlarda resmi temsilcileri var.