Bahar Aylarında Estetik Cerrahiye Artan İlgi

Yıllardır Mart ve Nisan ayları yılın diğer aylarına kıyasla daha yüksek ameliyat ve ameliyatsız uygulamalar yaptığımız aylar olarak öne çıkıyor. Bunun tesadüfen olmadığı söylenebilir. Özellikle yaza yaklaşırken daha ince giysilerin giyilmesi, plajlarda, havuz başında geçirilecek zamanların gelmesi, insanları kendileri ile ilgili bazı hazırlıklara yöneltiyor.

Kış aylarında alınan kilolardan kurtulmak için diyet ve spora yönelirken, bazı bölgelerdeki yağlanma ve sarkmalardan kurtulmak için ameliyat karşımıza tek seçenek olarak çıkabiliyor.

İlgili konu: Liposuction En Doğru Ne Zaman (Hangi Mevsim) Yapılmalıdır?

Kadınlar, erteledikleri bazı sorunlarının çözümü için bu dönemleri bir fırsat olarak görebiliyorlar. Meme ameliyatları bahar döneminde sayı ve oran olarak artıyor.

Son zamanlarda, bu dönemin üniversiteye gidecek gençlerin, yeni ortamlarına girmeden önce istedikleri değişimi, gerek yüz, gerekse vücutları ile ilgili gerçekleştirmeleri için bir fırsat olarak gördüklerini söyleyebiliriz.

Bahar aylarının yazdan önce estetik girişimlerin hem iyileşmesi, hem de yaza kadar toparlanması için yeterli zamanı vermesi nedeniyle tercih edilen aylar olduğu söylenebilir.

İyi ve Kötü Yönleriyle Işık Dolgusu ve Göz Altı Dolguları

Bir çığ gibi büyüyen bu yeni estetik alanda plastik cerrahlar her geçen gün daha çok taleple karşılaşıyorlar. Ancak bu alan sanıldığı kadar masum, dikensiz bir gül bahçesi değil.

İyi seçilmiş olgularda, düzgün bir işlem yapılırsa sonuçlar çok tatmin edici iken, zaman zaman dolgu sonrası bu bölgede aşırı şişlik, ele gelen sertlik ve düzensizliklerle başvuran hastalara da rastlıyoruz.

İlgili konu: Kaş Arası Dolgu ve Botox Tedavisi

Öncelikle bilmemiz gereken temel konu, göz altı dolgularının bu bölgedeki her sorunu çözmeyeceği gerçeği. Örneğin göz altı dolguları, ince kırışıklıklara etkili değil. Sanıldığı kadar bu bölgedeki renk değişikliklerini gideremiyorlar. Göz altı torbalarını yok etme imkanları yok.

Bu durumda, hangi sorunlara yararı olduklarını belirtmek daha doğru. Aslında, göz altı dolgularının en etkili olduğu alan, göz kapağı ile yanak arasında oluk tarzında mevcut boşluk veya çukurluğun giderilmesi. Bu bölgenin doldurulması, göz altı ve yanak arasındaki geçişi daha düzgün hale getirerek daha dinlenmiş ve sağlıklı bir görüntü oluşmasına yardımcı oluyor. Sağladığı aydınlanma nedeniyle, bu dolgulara ışık dolgusu deniyor.

Deri Kanserini Önlemek İçin Hastalara Söylememiz Gereken 5 Şey

Kızının ameliyatı için bize gelen bir hastanın annesi, ileri derecede bronz olunca, ona melanoma konusunda bir vaaz vermek gerçekten işe yarar mı?

Ocak-Mart arasında, bronz birini gördüğümüzde aklımıza gelen ilk şey, bir solaryum cihazı ile bronzlaştığı olur. Şüphesiz, egzotik bir yerde yapılan bir tatil de söz konusu olabilir. Ancak özellikle açık tenli çocuk, ergen ve genç erişkinlerde ultraviyoleye maruz kalmak sınırlandırılırsa deri kanseri riskinin azaldığını biliyoruz.

İlgili konu: Güneşlenirken Cilt ve Deri Hastalıklarından Korunmak İçin Ne Yapmalı?

Bu bilginin paylaşılmasının yanı sıra, güneş ışınlarının derinin yaşlanmasına yardımcı olduğunun bilinmesi de derinin korunması konusundaki bilinci arttırmaktadır. Özellikle 16-24 yaş arasındakiler bu konuda bilgilendirilmekten yararlanmakta ve söylenenleri dinlemekteler. Aşağıda sıralanan 5 konuşma biçiminin bu konuda yararları ortaya konmuştur.

1. Ailem ve arkadaşlarımı bronzlaşmaları konusunda uyarırım. Solaryumun kansere yol açabileceğini duymuşsunuzdur. Kirli malzemelerden kaynaklanan enfeksiyonlar ve erken kırışmaya da yol açabilir.

2. Solaryumla bronzlaşma giderek popularitesini yitiriyor. Birçok kanser türü azalırken deri kanserleri artıyor. Sizin jenerasyon öncekilerden daha akıllı. Birçoğunuz bronzlaşmanın sağlığınızla ilgili bu kadar çok risk almaya değmediğinin farkında.

3. Bronzlaşmış deri hasarlı deridir. Bronzluk güneşten koruma sağlamaz. Bunun yerine koruyucu kremler kullanmak daha doğrudur.

4. Dışarıda kendinizi UV’den koruyun. Tatile gittiğinizde SPF (güneşten koruma faktörü) 15’in üzerinde olan krem kullanın ve 2 saatte bir sürün. Şapka, gözlük ve koruyucu kıyafetler kullanın.

5. Hastalarıma her zaman söylerim: Sağlığınızı şimdi ve ilerisi için korumak benim görevim. Sigara içmemenizi ve emniyet kemeri kullanmanız gerektiğini söylemek gibi.

Böylesine bir diyalog, çok zaman gerektirmeyen ve gençler için faydalı ve yönlendirici olabilir.

Deri Hastalıklarının Sıklığı Çağın Sorunu

Plastik cerrahinin en yoğun uğraştığı organ deridir. Vücudu kaplayan ve dış ortamla aramızdaki bariyer olan deri, dış etkilere açık, ruh sağlığımızdan bile etkilenen önemli bir yapıdır.

Son zamanlarda, Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan bir çalışma, her dört Amerikalı’dan birinde deri hastalığı olduğunu ortaya koymuştur. Bunun en önemli nedenlerinden birisi, toplumun giderek yaşlanmasıdır.

Şanslı olduğumuz alan, deri hastalıklarındaki bu artışa rağmen sorunların önemli bölümünün kanser dışı deri lezyonları ve büyümeler olmasıdır. Selim tümörler, nedbeler ve kistler deri sorunlarının %70’ini oluştururken, enfeksiyonlar %5, viral ve mantarlar %5 oranındadır.

İlgili konu: Güneşlenirken Cilt ve Deri Hastalıklarından Korunmak İçin Ne Yapmalı?

18-44 yaş grubuna kıyasla 65 yaş ve üstündekilerde deri hastalıkları görülme oranı daha yüksektir. Asıl çarpıcı olan nokta ise önceki yıllara kıyasla yapılan istatistiklerin, deri hastalıklarında artışı göstermesidir. Aynı şekilde, yeni teknik ve ilaçların gelişmesi ile birlikte, deri hastalıklarının tedavisi için yapılan harcamalarda büyük bir artış olmasıdır. Bu harcamaların çoğu, doktor tarafından yazılan reçetelerden çok hastaların kendilerinin gidip raflardan aldıkları ilaçlarladır.

Deri kanserleri ve melanomlara özel bir yer vermek ve bunların tanısını hızlandırmaya çalışmak için her çaba gösterilmelidir.

Botoxun Önemli Bir Yararı: Migren Tedavisi

Migren baş ağrıları, sosyoekonomik problemlere de yol açan önemli bir hastalıktır. Migrenin başlamasından farklı tetik noktalarındaki sinirlerin irite olması sorumlu tutulur. Yapılan çalışmalarla, botoxun migren tedavisinde geçerli bir yöntem olduğu gösterilmiştir. Bunun sonucunda da FDA olarak adlandırılan Amerikan Gıda ve İlaç Birliği, botox enjeksiyonlarını migren tedavisi için onaylamıştır.

Botoxun migren için kullanımında, sinir liflerinin bulunarak enjeksiyon yapılmasına kıyasla, son zamanlarda geniş kas gruplarını içerecek ve ağrının olduğu alanları kapsayacak enjeksiyon teknikleri üzerinde durulmaktadır.

İlgili konu: Botoksun Son Yıllarda Kullanıldığı Alanlar

Migren kadınların %18’ini, erkeklerin ise %6’sını tutan bir rahatsızlıktır. Migrene yol açan sinirlerin dekompresyonu ile yapılan cerrahi uygulamalardan edinilen anatomik bilgilerin botox enjeksiyonlarında kullanılmasının sorunu tam olarak çözememesi üzerine, bu sinirlere ek olarak ilgili kasları içine alan, hatta ağrı alanlarını da kapsayan enjeksiyonlar yapılmaya başlanmış ve daha etkili sonuçlar alınmıştır.

Son çalışma, öncelikle bir nöroloji kliniğinde migrenin süresi, yoğunluğu ve klasik tedavi yöntemlerine cevap vermediğinin not edilmesinden sonra plastik cerrahi kliniğince, birkaç haftalık aralıklarla sinir, kas ve ağrı alanlarına botox enjeksiyonlarının yapılmasına yoğunlaşmış olup, sonuçlar oldukça başarılıdır.