İmmunoterapi: Meme Kanseri Tedavisinde Yeni Bir Çığır

Amerikan Gıda ve İlaç İdaresi, son zamanlarda atezolizumab isimli bir ajanı, meme kanserinin tedavisinde onayladı. Bu ilaç, bu konuda onaylanan ilk immunoterapi ajanı olarak not edildi.

Ameliyat edilemeyecek kadar ilerlemiş veya metastaz yapmış meme kanserlerinde, atezolizumab yaşam süresini uzatan etkisiyle dikkati çekti. Çalışmadan elde edilen sonuçlar, geçen sene Avrupa Medikal Onkoloji Kongresi’nde sunulduğu gibi New England Journal of Medicine dergisinde yayınlandı.

İlgili konu: Kanser Sonrasında Meme Onarımında Dermal Matrix Kullanımı

451 hastada yapılan çalışmada, immunoterapi hastalığın ilerlemesi ve ölüm oranını ciddi düzeyde azalttı. Kemoterapinin de eklenmiş olması, immunoterapinin etkisinin analizini güçleştirdi. Bazı çalışmacılar şimdilik immunoterapinin etkisinin yorumlanması için erken olduğu vurguladılar.

Plastik Cerrahlar İçin Sosyal Medyanın Analizi

Plastik cerrahi alanında sosyal medya kullanımı giderek artmakla birlikte, etkileri bazen olumlu, bazen olumsuz olabilmektedir. Ayrıca, cerrah ve işlemler konusunda bilgi edinmek için sosyal medyanın kullanımı da hastalar arasında çok artmıştır.

Sosyal medyanın bu alandaki etkinliğini araştırmak üzere yapılan bir çalışmada çıkan sonuçlara göre paylaşımların %63’ü Instagram üzerinden olurken, %18’i Facebook ve %13’ü ise YouTube üzerinden yapılmıştır. Paylaşımların %31’i plastik cerrahlarca yapılırken, %49’u ise ticari firmalar tarafından yapılmıştır. Instagram paylaşımlarında kendi reklamını yapma oranı %83’e ulaşırken, eğitim amaçlı paylaşımlar %16 düzeyinde kalmıştır.

İlgili konu: Cerrah ile Hasta Arasında En Önemli Konu: İletişim

Araştırmaya göre “utanılacak paylaşım” oranı %20’yi bulmuştur. Ünlülerin yer aldığı paylaşımlar açık ara daha çok ilgi toplamıştır. Kadın imajı, plastik cerrahi ile ilgili paylaşımların %68’inde yer almış ve daha çekici bulunmuştur. Video paylaşımlarının da arttığı ve ilgi gördüğü söylenebilir. Sıralamaya konduğunda, ilgi toplayan başlıklar; şakalar, çekici kadın cerrahlar, ünlüler, kişisel hikayeler, kışkırtıcı cerrahi uygulamalar, ameliyat videoları ve hasta eğitimi olarak yer almıştır.

Sosyal medya kendi başına reklam yapmanın en etkin yolu olmuştur. Bu alanın daha iyi anlaşılması ve kullanılması plastik cerrahların yararına olduğu kadar, hastalar için de faydalı olabilir.

Dikkat: Diyet İçecekleri İnmeye Yol Açabilir!

Yapılan bir araştırmada, tatlandırıcı kullanılan içeceklerin daha çok inme ve koroner damar hastalıklarına yol açtığı, özellikle kadınlar açısından ölümcül hastalıklarla bağlantısı olduğu ortaya kondu.

82 bin gönüllü kadınla yapılan çalışmada, günde 2 veya daha çok tadlandırıcı içeren içecek kullanan kadınlarla, haftada 1 veya daha az tüketen kadınlar arasında yapılan incelemede, günde 2 veya da çok diyet içecek tüketenlerin yüzde 23 daha çok ölümcül olan ve olmayan inme riskine sahip olduğu görüldü. Asıl önemli bilgi ise, yüksek düzeyde diyet içeceği kullananlarda küçük damar tıkanmalarına %81 oranında daha çok rastlanması oldu.

İlgili konu: Aralıklı Açlık ve Düşük Kalorili Diyet

Daha önce 4400 kişiyle yapılan bir diğer çalışmada, aşırı miktarda tatlandırıcı kullananlarda, demans ve damar sorunlarına daha çok rastlanıldığı gösterilmişti.

Bu bulgularla paralellik göstermeyen çalışmalar da mevcuttur. Farklı yaş gurupları ve şişmanlık ölçütlerinin alındığı bazı çalışmalar çelişkili bazı sonular ortaya koysa da, tüm çalışmalar değerlendirildiğinde diyet içeceklerinin aşırı tüketiminin inme ve küçük damar hastalıklarına yol açtığını iddia etmek yanlış olmaz.

Vajinal Lazer Uygulamaları Ne Kadar Güvenli?

Vajinal lazer tedavileri, menopoz, kuruluk, ağrı ve seksüel disfonksiyonların tedavisinde kullanılarak, bu sorunların azaltılmasında başarı sağlamıştır. Ancak, bu uygulamalar ne kadar güvenlidir? Cevaplandırılması gereken bu soruyla ilgili yapılmış yeni bir çalışma, lazer uygulamalarının yara ve nedbelere yol açabileceğini ortaya koymuştur.

4 olguyu içeren bu çalışmada, lazer tedavisi sonrası kadınlarda cinsel ilişki sonrası ağrının arttığı görülmüştür. Bu olgularda, vajinada yırtılma, kanama ve nedbe dokusu oluşumuna da rastlanmış ve ilave tedavi gerekmiştir.

İlgili konu: Vajina Daraltmak İçin Estetik Operasyon Tek Çözüm müdür?

Menopoz dergisindeki çalışma, lazer cihazlarının güvenliğinden emin olunmadığını ve tam olarak yan etkilerinin incelenmesi gerektiğini ortaya koymuştur. Özellikle, uzun ve tekrarlayan tedavilerin sonuçları konusunda bilgiler eksiktir. Bu çalışmada, lazer sonrası ilk cinsel ilişkide kanama nedeniyle acil servise başvuran olgular olmuştur. Özellikle, cinsel ilişkide zorluk nedeniyle lazer tedavisi gören bir olguda, tedavi sonrası cinsel ilişkinin daha zorlu hale gelmesi, libido azlığı ve orgazm güçlüğü oluşmuştur.

Vajina atrofisinde, lazerle incelmiş ve dolaşımı bozulmuş vajina duvarının atılması ve kan dolaşımı zengin olan daha güçlü yeni bir tabakanın oluşması hedeflenmektedir. Fakat uygulamanın ne kadar güvenli olduğu ile ilgili bilgiler bu örneklerde görüldüğü gibi yetersizdir.

Robotik Cerrahi Meme Kanserinde Kullanılabilir mi?

Hızla gelişen teknoloji, cerrahi uygulamalarda kolaylık sağlayan ve hastanın güvenliğini arttıran birçok uygulamayı yaygınlaştırdı. Bunların başında ise önemli ve büyük ameliyatlarda kullanılan robotik cerrahi geliyor. Özellikle prostat kanserlerinde çığır açan bu uygulama, cerrahi işlemin komplikasyonlarını azaltmış ve giderek yaygınlık kazanmıştır.

Prostat cerrahisinde robot uygulamasının başarılı olmasıyla, birçok başka kanser ameliyatında robot kullanılması konusunda arayışlar başlamıştır. Bunlardan biri de meme kanseri tedavisi olmuştur. Meme kanserinde robot kullanımı uygulamalarına ait örnekler dünyanın dört bir yanından rapor edilmeye başlanmıştır. Ancak son günlerde FDA (Amerikan İlaç ve Gıda Otoritesi) bir uyarı yayınlayarak, henüz meme kanserlerinin cerrahi tedavisinde robot uygulamalarını onaylamadığını belirtmiştir.

İlgili konu: Meme Kanseri Olanlarda Diğer Meme Alınmalı mı?

Bu noktada -henüz kanıtları olmasa da- robotik cerrahinin küçük bir kesi ile işlemlerin yapılabilmesine izin vermesi nedeniyle, pazarlama açısından büyük bir avantaj sağlasa da, meme kanserinde dokunun tam olarak ve parçalanmadan çıkarılabilmesine izin verip veremeyeceği konusunda eksik kalabileceği korkusu mevcuttur. O nedenle FDA, robotla yapılan meme kanseri ameliyatlarında, ilk 30 gün içinde oluşan komplikasyonların klasik yöntemlerle kıyaslanması dışında, uzun vadeli tümörün tekrar etmesi vb. sorunlar açısından da incelenmesi gerektiğini belirtmiştir.

Her yeni uygulama mükemmel sonuçlar vermeyebilir. Robotik cerrahinin meme kanserinde kullanılması konusunda sabırlı olmak gerekmektedir.