Yara İzi Olmadan Estetik Ameliyat Mümkün mü?

Hiçbir iz yaratmadan estetik işlemler yapabilmek, sadece estetik işlemleri yaptıracak kişilerin değil, aynı zamanda plastik cerrahların da hayalidir. Bu amaçla, yıllar içinde yapılan çalışmalar, araştırmalar ve deneyler, önemli gelişmelere yol açmıştır. Bunlar arasında en önemli gelişme, kısa kesiler veya endoskop yardımıyla yapılan ameliyatlar olmuştur.

Özellikle, alın estetiği ve yüz ameliyatlarında, kısa kesilerin kullanılması önemli avantajlar sağlamıştır. Bu çalışmalar meme ameliyatlarında da daha kısa ve daha az dikkati çeken izlerle işlemlerin yapılmasına izin vermiştir. Ancak, dikkat edileceği gibi bu çalışmalar sadece izlerin boylarının ve görünürlüğünün azalmasına yol açarken, tamamen izsiz ameliyatlardan söz edilememektedir.

İlgili konu: Estetikle Yara İzi Geçirilebilir mi?

Tamamen izsiz ameliyatlar şimdilik hayaldir. Ancak, teknolojideki bazı gelişmeler enjeksiyonlar ve cihazlar yardımı ile bazı işlemlerin cerrahi olmadan çözümüne katkı sağlamıştır. Dolgular, botox uygulamaları, radyofrekans, laser ve ultrason cihazlarındaki gelişmeler, cerrahi bir kesi ve dolayısıyla bir ameliyat izi olmadan bazı sonuçlar alınmasını sağlamıştır.

Cerrahi işlem yapılan yerde, az veya çok, mutlaka iz kalır. Önemli olan bu izin dikkati çeken bir iz olmaması, doğal çizgiler içine saklanabilmesidir. Yara izi olmadan estetik ameliyat, günümüzde hala bir hayaldir.

Sağlık Sigortaları Estetik Ameliyatları Karşılar mı?

Birçok devletin sağlık politikaları şekillendirilirken, öncelik koruyucu sağlık politikalarına verilir. Burada amaçlanan, toplumun sağlık bilincini yüksek tutarak, hastalıklar oluşmadan önlem alabilmek ve daha sağlıklı bireylerden oluşan bir toplum yapısına ulaşabilmektir. Bu hedefe tümüyle ulaşabilmek imkansızdır, tedavi edici sağlık hizmetleri kaçınılmazdır ve bireylere sunulmak zorundadır.

Çağımızda, ülkelerin sağlık politikalarını ve bütçelerini zorlayan en önemli konu, ileri yaşta olan bireylerin artması ve ileri yaştaki bireylerin sağlık harcamaları, tedavi seçenekleri ve ilerleyen teknolojilerle giderek artmasıdır. Daha önce söz konusu olmayan, yapay diz protezleri, kalp ameliyat seçeneklerinin arması vb. örnekler, sağlık maliyetlerini arttırmaktadır.

İlgili konu: Burun Estetiğinde Son Trendler ve Gelişmeler (2014)

Yukarıda sayılan nedenler, devletin sağlık politikalarını belirlerken estetik ameliyat ve işlemleri güvence altına almaması sonucunu doğurmuştur. Doğası gereği, estetik ameliyat ve işlemler, kişinin tercihine kalmış olan, zorunlu olmayan ve bir tıbbi sorunu gidermekten çok kişinin kendi beden algısı üzerine dayanan işlemlerdir.

Estetik ameliyatların devlet güvencesi ile yapılması, kolay kolay hiçbir ülkenin üstlenemeyeceği bir bütçe yükü yaratır. O nedenle, genelde tüm ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de estetik ameliyatlar sağlık sigortaları kapsamında değildir. Burada, tümüyle estetik ameliyatlar ile, bazı hastalıklar, doğumsal anomaliler, kazalar ve kanser tedavisi sonrası yapılması gereken zorunlu rekonstrüktif işlemleri birbirine karıştırmamak gerekir. İkinci grupta sayılan işlemler, sigorta kapsamında yapılabilen işlemlerdir.

Meme Ameliyatında Kullanılan Silikon, Kanser Yapar mı?

1960’lardan beri meme büyütme ameliyatlarında altın standart, silikon protezlerin kullanılmasıdır. O günden bugüne kadar meme protezlerinde kabaca 3 jenerasyondan bahsedilebilir: Zaman içinde, hem protezlerin silikon içeriği, hem de onları içinde tutan zarfın yapısı ile ilgili değişiklikler yapılmıştır.

İçerik ve kılıftaki değişiklikler, protezin biçimi ve sertliğinde değişikliklere yol açmakla birlikte, temel maddede bir değişiklik yoktur ve bu temel madde silikondur. Kullanılmaya başladığından beri, silikon maddesi, sadece estetik cerrahi alanında değil, tıbbın diğer alanlarında da güvenle kullanılmaktadır. Vücutla etkileşimi iyi, biyolojik olarak temiz, kimyasal olarak zararsız bir maddedir. Nadiren, vücut tarafından yabancı algılanarak çevresinde kapsül dediğimiz bir zarla kaplanabilir.

İlgili konu: Meme Ameliyatı Sonrasında Silikonda Sertlik Hissetmek

Memede kanser oluşumuna, silikonun ne pozitif ne de negatif yönde bir etkisi yoktur. Ne kanser oluşumuna yol açar, ne de oluşacak bir kanseri engeller. Aynı yörelerde, silikon yapılmış ve yapılmamış kadınları kıyaslayan çalışmalarda, meme kanseri görülme oranı aynı bulunmuştur.

Burada, önemli olan, silikonu olan bir kadında meme kanseri oluşursa bunun tespit edilmesi ile ilgili bir sorun olup olmayacağıdır. Radyolojik incelemelerdeki gelişmeler ve radyoloji uzmanlarının artan deneyimleri, silikonu olan kadınların meme incelemesinde herhangi bir sorunla karşılaşılmadığını ortaya koymaktadır.

Özetle, meme ameliyatlarında kullanılan silikon meme kanserine yol açmadığı gibi, memede oluşacak bir kanserin teşhisinin konulmasına da engel değildir.

Nefes Alırken Zorluk Yaşayanlar İçin Estetik Burun Ameliyatı

Türkiye’de burun ameliyatı için başvuran hastalarda 2 temel yaklaşıma rastlarız: Bir grup hasta, burunlarının estetik görüntüsünden rahatsızdır. Ameliyat olma nedenleri, burunlarının şeklidir. Muayeneleri sırasında solunum zorluğu bulgularına rastlanılabilir ve bunlar için çözüm yolları sunulabilir.

Bir grup hastada ise, temel sorun nefes alırken zorluk yaşanmasıdır. Bu gruptakiler nefes alıp vermede rahatlığı ön planda tutarlar ve estetik değişikliği bazen hiç düşünmezler. Bazen de ameliyat yapılmışken bazı estetik değişiklikleri arzu edebilirler.

İlgili konu: Kimler Burun Ameliyatı Olmalı?

Burundan nefes alıp vermek, oldukça kompleks anatomik ve fizyolojik mekanizmalarla olur. Burun, sadece hava geçişine izin veren mekanik bir kanal değldir. Geçen havanın aerodinamiği, yönü, havanın ısınması ve mikroplardan arındırılarak nemlenmesi gibi ayrıntılar daha sağlıklı nefes alıp vermemizi sağlar.

Burunun analizinde, endoskopi ile bakılmasının yanı sıra bazen tomografiler gibi görüntü yöntemlerinden yararlanmak gerekebilir. Septum, konka ve sinüslerin incelenmesi yararlı bilgiler sunar. Burun içini genişleten ilaçlarla muayenenin tekrarlanması burnun dinamiği hakkında bilgi verir.

Burunla ilgili net bir ameliyat planı yapılması ancak yukarıda sayılan adımların tamamlanması ile mümkün olabilir. Burnun dinamik ve değişken yapısı, bazen tüm bu özelliklere dikkat edilmesine rağmen ameliyat sonrası geç dönemlerde, şikayetlerin tekrarlanmasına ve yeni tedavi planlarının yapılmasına yol açabilir.

Estetik Ameliyat Öncesi Regl Olmak Ameliyatı Etkiler mi?

Bu soruya verilecek en hızlı cevap -bazı istisnalar dışında- estetik ameliyatlar öncesi regl olmanın ameliyatı etkilemeyeceğidir.

Regl, kadınların genellikle düzenli, bazen düzensiz olarak, hormonal bir siklus etkisi ile, rahimlerinde oluşan değişikliklerin etkisiyle yaşadıkları bir kanamadır.

Bu kanama sırasında, rahim içini örten örti de değişerek, gebelik için bir hazırlık dönemi başlatılır. Üreme fonksiyonunun gereği ve sonucu olan, menstrüasyon veya regl olarak adlandırılan bu dönem, son yıllarda hormonlu bazı ilaç ve spirallerin etkisi ile farklı yaşanabilmekte ve regl dönemi belirsizleşebilmektedir.

İlgili konu: Estetik Ameliyat Sonrası Spor Yapabilir miyim?

Eskiden bu dönemde ameliyat yapılmaması yönündeki yaygın görüş ve uygulamalara karşın, son yıllarda, regl döneminde ameliyat yapılmasına engel olmadığı yönünde görüşler artmıştır. Özellikle, jinekolojik (kadın genital ve üreme organına ait ameliyatlar) söz konusu değilse, estetik ameliyatların yapılmasına bir engel yoktur. Jinekolojik ameliyatlar için regl olmayan bir dönemin seçilmesi daha doğru olacaktır.

Regl döneminde vücut, rahim iç örtüsünün kanama yoluyla değişmesini sağlarken, o bölgedeki pıhtılaşmayı hafifleten, dolayısıyla kanamayı kolaylaştıran bir ortam sağlar. O nedenle, çok net olmasa da, kanamaya eğilimi olan veya pıhtılaşma ile ilgili bir kusuru olan kişilerde, regl döneminde ameliyat yapmamak doğru bir tercih olacaktır.

Kadın genital organına ait ameliyatlar ve pıhtılaşma bozukluğu olanlar dışında, özellikle estetik ameliyatların regl döneminde yapılmasına bir engel yoktur.

Karın Germe Ameliyatından Sonra Doğum Yapmak

Karın germe ameliyatı, göbek altındaki hafif bir deri fazlalığından, yağ alınması, karın kasının onarılması ve geniş bir deri alınarak, karnın sıkıca gerilmesine kadar geniş bir yelpazedeki ameliyatların hepsine verilen bir isimdir. Karına yapılan küçük ve sınırlı ameliyatların peşinden doğum yapılması bir özellik içermediği için bu yazıda, en geniş ve tam şekliyle yapılmış bir karın ameliyatı sonrası doğumu tartışacağız.

Öncelikle doğum, anne karnında, uterus (rahim) içinde çocuğun gelişimi ile birlikte, tüm yumuşak dokuların genişlemesi şeklinde gerçekleşir. Karın kası gevşer ve genişler, deri altı ve deri dokusu da buna eşlik eder. Genişleme çok hızlı ve aşırı olursa, bazen karın kası ayrışabilir veya yırtılabilir ve fıtık oluşabilir.

İlgili konu: Hamilelikte Oluşan Çatlakların Estetikle Giderilmesi

Karnında ileri derecede deformasyon olduğu için karın germe ameliyatı olan bir kişi hamile kalabilir mi?

Şüphesiz kalabilir. Teknik ve tıbbi bir engel yoktur. Hamile kalabilir ve çocuk doğurabilir.

Karın germe ameliyatı olan kişi ne zaman hamile kalmalıdır?

İdeal olan, kişinin bir karın deformitesi varsa ve düzeltilmesini istiyorsa, öncelikle planlarını gözden geçirmesidir. Eğer yakın zamanda bir gebelik niyeti varsa önceliği gebelik ve doğuma vermeli, sonrasında karın germe işlemi yaptırmalıdır. Böyle bir niyeti yokken, karın germe işlemi yaptıran ve sonrasında sosyal veya kişisel nedenlerle planları değişen, doğum düşünmezken doğurmaya karar veren bir kişi en azından, ameliyatından sonra 6 ay kadar beklemelidir. Bu süre içinde, karın germe ameliyatı sırasında onarılmış olan karın kası ve yumuşak dokular büyük oranda iyileşmesini tamamlamışlardır.

Karın germe ameliyatı sonrası gebelik oluşan kişiler, aldıkları kiloyu kontrol etmeye çalışmalıdırlar. Gebelik sırasında alınan kilonun sınırlı olması komplikasyon olasılığını azaltır. Buna karşın, kontrolsüz ve aşırı kilo alınması, karın kasında ayrışma, yırtılma ve karın duvarı fıtığı veya deride çatlak oluşması gibi çok sayıda soruna yol açabilir.

Hamilelikte Oluşan Çatlakların Estetikle Giderilmesi

Hamilelik sırasında, çocuğun anne karnında büyümesi ile genişleyen karın duvarı, genişlemenin hızı ve düzeyi, kişinin genetik ve deri özelliklerine bağlı olarak az veya çok çatlayabilir.

Bu çatlamaların alınacak bazı önlemlerle önüne geçmeye çalışılması, oluştuktan sonra tedavi edilmelerinden daha kolaydır. Derinin beslenmesi, gebelikte alınacak kilonun sınırlanması yoluyla koruyucu bir yaklaşım tercih edilmelidir.

İlgili konu: Sarkık Kollar İçin Kol Germe Ameliyatı

Her şeye rağmen, karın duvarında çatlaklar oluşmuşsa, bunların düzeltilmesi için tercih edilebilecek yöntemler oldukça sınırlıdır. Fraksiyone lazer, peeling, kriyoterapi ve bazı enjeksiyonlarla elde edilen sonuçlar sınırlıdır ve tatmin edici değildir.

Belki de en etkili yol, gebelikte karın derisinde bir bollaşma ve sarkma oluşmuşsa ve çatlaklar da bu sarkma alanı içindeyse, karın germe dediğimiz bir ameliyat ile, karın derisinin gerilmesi ve bu esnada, çatlakları içeren derinin çıkarılarak atılmasıdır.

Kasık hizasından geçen kalıcı bir ize yol açsa da, çatlaklardan kurtulmak için en etkili yöntemin bu teknik olduğunu söyleyebilirim. Ameliyat izi, çamaşır ve mayo içinde saklanabilecek şekilde dizayn edilir; ayrıca ameliyat izinin zaman içinde daha az dikkati çekecek hale geleceği, renginin solacağı ve belirginliğinin azalacağı söylenebilir.

Estetik Ameliyat İçin Kullanılan Anestezi Yöntemleri

Estetik ameliyat kavramı çok geniş bir spektrumu içerir. Saç ekiminden, liposakşına, meme estetiğinden, burun ameliyatlarına, çok farklı ameliyatları içeren genel başlığa estetik ameliyatlar denir.

Estetik ameliyatlarda hasta güvenliği çok temel bir konudur. Hasta güvenliğinin en temel konusu da anestezi güvenliğidir. Modern anestezide kullanılan teknikler ve cihazlardaki ilerlemeler ile oldukça güvenli bir noktaya ulaşmıştır.

İlgili konu: Estetik Ameliyat Öncesi Sigara ve Alkol Kullanımı

Anestezi teknikleri arasında, en basit uygulama lokal anestezidir. Lokal anestezi, işlemin yapılacağı bölgenin yapılan bir enjeksiyon ile uyuşturulmasıdır. Kişi, uygulama sırasında tamamen uyanıktır. Sadece, işlemin yapıldığı bölge uyuşuktur ve acı hissedilmez. Kullanılan ilacın etkinliğine göre uygulama yapılan alan birkaç saat uyuşuk kalır ve sonrasında düzelir.

Bir diğer anestezi tekniği, sedasyon ve lokal anestezidir. Bu teknikte, uuşturulacak bölgeye ilaç enjekte edilmeden önce bazı ilaçlarla, kişinin yarı uykulu olması sağlanır ve bölge ondan sonra uyuşturulur. Uyku hali işlemin bitmesinden sonra da bir süre devam edebilir. Aynı gün araç kullanmak koordinasyon güçlüğü nedeniyle doğru olmaz.

Estetik ameliyatların büyük bölümü genel anestezi altında gerçekleştirilir. Kişi, tam bir uyku halindedir. Solunumu anestezi cihazının kontrolü altındadır. İşlem boyunca ağrı duyulmaz ve bir şey hatırlanmaz. İşlem biter bitmez, bazı ilaçlarla anestezi hali sonlandırılır ve hasta uyandırılır. İşlem sonrası, uykulu durum bir süre devam eder. Kişi aynı gün taburcu olsa bile, koordinasyon ve dikkat gerektiren işler ilk 24-48 saat boyunca yapılmamalıdır.

Modern tıpta en çok ilerleyen alanlardan birisi de anestezi olmuştur. Kişinin güvenliği en üst düzeyde sağlanır. İstatistiklere bakıldığında, ileri derecede riskli olan kişilerde uygulanan anestezileri dahil etseniz bile, yapılan onca ameliyat ve müdehaleye rağmen, anesteziye bağlı sorun yaşama olasılığı çok düşüktür.

Sarkık Kulaklar İçin Estetik Ameliyat Yöntemleri

Sarkık kulak genellikle, kulak memesinin aşırı büyük ve sarkık olması için kullanılan bir ifadedir ve doğumsal, ağır küpe kullanımına veya yaşa bağlı olarak oluşabilir.

Sarkık kulakların estetik cerrahi yardımıyla küçültülmesi dışında bir seçenek yoktur. Basit ama incelikli bir cerrahi gerekir. Lokal anestezi altında uygulanabilir. En önemli konu, sarkık kulak memesini küçültmek için yapılacak işlemin oluşturacağı izi, kulağın görünmeyen yerine gizlemektir.

Bir diğer önemli nokta ise, kulak memesini küçültürken doğal bir kulak memesi oluşturabilmektir. Aşırı küçültülmüş, doğal kıvrımını yitirmiş bir kulak memesi de en az aşırı büyük ve sarkık bir kulak memesi kadar dikkat çeker.

İlgili konu: Estetik Facialardan Kaçınmak İçin Ne Yapmalı?

Sarkık kulak ağır küpelerle oluşmuşsa, küçültme işleminden sonra bu küpelerin kullanılmasına devam edilmesi sorunun tekrarlanmasına yol açar. Bu yüzden küpe seçimine dikkat etmeli ve ağır küpelerden kaçınılmalıdır.

Sarkık kulakların küçültülmesi, bazen kişinin bir şikayeti olmasa da, özellikle de yüz gençleştirme ameliyatı için başvuranlara plastik cerrahlarca önerilebilir. Burada temel amaç, yüz gençleştirme için yapılacak işlemlerden sonra başlangıçta dikkat çekmeyen kulak sarkıklığının daha çok dikkati çekecek olmasıdır. Bu durumda, kulak sarkıklığının giderilmesi diğer prosedürlerin yanında tamamlacıyı bir işlem olacaktır.

Mastektomi Nedir, Kimlere Yapılır?

En basit tanımı ile mastektomi, meme dokusunun alınmasıdır. Meme kanserinin en temel tedavi seçeneğidir. Birçok farklı uygulama biçimi vardır.

Lumpektomi veya kısmi bölgesel mastektomi: Sadece kanserli veya hastalıklı bölümün çıkarıldığı bir tekniktir ve küçük bir alana uygulandığında memenin şeklinin korunmasını sağlayabilir.

Deri koruyucu mastektomi: Meme dokusunun alınması sırasında, memenin derisinin korunmasını sağlayan bu teknikte aynı anda memeyi onarmak (balon veya protezler yoluyla) mümkündür.

İlgili konu: Meme Ameliyatı Sonrasında Göğüs Silikonu Yumuşama Süresi

Nipple koruyucu mastektomi: Deri koruyucu tekniğe ilave olarak meme ucunun da korunduğu bir tekniktir. Erken dönemde yakalanan ve çok iri olmayan memelerde, neredeyse memenin mükemmel bir şekilde onarılmasına imkan verebilir.

Basit (simple) mastektomi: Deriyle birlikte meme dokusunun tümüyle alındığı bir ameliyattır. Onarım yapılmazsa, memesiz ve düz bir gögüs duvarı oluşmasına yol açar.

Modifiye radikal mastektomi: Nispeten daha nadir uygulanan bu teknikte meme dokusu ve meme derisinin yanı sıra meme kaslarının bir bölümü de alınır. Göğüs duvarının daha deforme görülmesine yol açan bu teknikte bile memeyi yeniden onarmak mümkündür.

Meme kanserlerinin cerrahi tedavisinde, memenin kendisi dışında koltuk altı lenf bezlerine yönelik girişimler yapmak gerekebilir. Bunlar bazen tanının detaylarını belirlemek bazen de tedavi amacıyla yapılabilir. Sentinel nod (bekçi lenf düğümü) tayini, memenin ilk lenf bezini bulup kanserin koltuk altına yayılıp yayılmadığını belirlerken, aksiller küraj (koltuk altı lenf bezlerinin alınması) daha çok tedavi amacıyla yapılır.