Kyoto’da gerçekleştirilen Dünya Estetik Cerrahi kongresinde önemli konulardan biri de; meme protezlerinin, özellikle yüzey yapıları ile ilgili çalışmalardı.
Uzun yıllardır, meme implantının yerleştirildiği göğüs duvarında, çevre dokuya daha iyi yapışabilmesi için tasarlanmış macrotextured denilen yüzey yapılarının, aslında çevre dokularda sürekli bir iritasyona yol açtığı ve bunun yarattığı bazı sorunlardan dolayı daha ince yapılı (microtextured) protezlerin öne çıktığını söyleyebiliriz.
İlgili konu: Meme Büyütme Ameliyatı Sonrasında İz Kalır mı?
Bir diğer gelişme ise protezlerin hepsinin temelde silikon içermesine karşın, dış kılıfts poliüretan kullanılan protezlerin bazı avantajlarının anlaşılması oldu. Bu protezlerde çevre dokularla uyumun daha iyi olduğunu belirten çalışmalar gidek artıyor. Kapsül kontraktürü olarak adlandırdığımız, protezin çevresinde aşırı sertlik oluşması bu protezlerle daha az görülüyor.
Bir diğer önemli konu ise, ALCL adı verilen bir lenfoma türünün, polüretan kaplı protezlerde hiç rastlanılmaz iken, diğer protezlerde, özellikle macrotextured olanlarda daha çok görülmesi. Açıkçası, bu hastalığın doğrudan silikon protezle ilgisi kanıtlanmamış olsa da özellikle yüksek riskli kişilerde poliüretan kaplı protez seçmek daha doğru olabilir.