Meme Büyütmede Yeni İmplant Arayışları

Kyoto’da gerçekleştirilen Dünya Estetik Cerrahi kongresinde önemli konulardan biri de; meme protezlerinin, özellikle yüzey yapıları ile ilgili çalışmalardı.

Uzun yıllardır, meme implantının yerleştirildiği göğüs duvarında, çevre dokuya daha iyi yapışabilmesi için tasarlanmış macrotextured denilen yüzey yapılarının, aslında çevre dokularda sürekli bir iritasyona yol açtığı ve bunun yarattığı bazı sorunlardan dolayı daha ince yapılı (microtextured) protezlerin öne çıktığını söyleyebiliriz.

İlgili konu: Meme Büyütme Ameliyatı Sonrasında İz Kalır mı?

Bir diğer gelişme ise protezlerin hepsinin temelde silikon içermesine karşın, dış kılıfts poliüretan kullanılan protezlerin bazı avantajlarının anlaşılması oldu. Bu protezlerde çevre dokularla uyumun daha iyi olduğunu belirten çalışmalar gidek artıyor. Kapsül kontraktürü olarak adlandırdığımız, protezin çevresinde aşırı sertlik oluşması bu protezlerle daha az görülüyor.

Bir diğer önemli konu ise, ALCL adı verilen bir lenfoma türünün, polüretan kaplı protezlerde hiç rastlanılmaz iken, diğer protezlerde, özellikle macrotextured olanlarda daha çok görülmesi. Açıkçası, bu hastalığın doğrudan silikon protezle ilgisi kanıtlanmamış olsa da özellikle yüksek riskli kişilerde poliüretan kaplı protez seçmek daha doğru olabilir.

Burun Estetiği Ne Zaman Tekrarlanabilir?

Burun estetiği en çok 20’li yaşlarda tercih edilen ve uygulanan bir ameliyat. Burun sırtında kemer, burun ucu düşüklüğü, burnun genel olarak büyüklüğü, eğriliği ve buna benzer nedenlerle burnunun şeklinden memnun olmayan gençler, biraz da ünlülerin ve her türlü medyanın etkisiyle burunlarında estetik bir değişiklik isteyebiliyorlar.

Her isteyene burun estetiği ameliyatı yapılabilir mi? Hangi durumlarda ameliyat kararı verilmeli?

Bunlar oldukça tartışmalı konular. Estetik normların biraz dışında sorunu olan kişilere Plastik Cerrahlar ameliyat önerip yapabilirler. Tıbbi bir sorunu olmayan kişilerde, burnunda beğenmediği noktalar sorulup onlarla ilgili ne gibi değişiklikler yapılabileceği tartışılabilir.

İlgili konu: Burun Ameliyatı Olduktan Sonra İlk 6 Ay İçinde Yaşanan Değişimler

Bir diğer konu ise, burun ameliyatı olmuş kişilerde, bir süre sonra ciddi bir şekil bozukluğu ve sorun olmamasına rağmen burnun biraz daha küçültülmesi, burun ucunun kaldırılması veya indirilmesi gibi farklı isteklerle başvurulmuşsa nasıl bir yol izleneceği olarak karşımıza çıkıyor.

İkincil ameliyatlar teknik olarak birincilerden daha zor. Zaman zaman, istenen değişiklikleri yapabilmek için kulak veya kaburgadan kıkırdak alarak, burunda kullanmak gerekebiliyor.

Bir başka konu ise yapılacak değişikliklerin isteneni tam olarak karşılayıp karşılayamayacağı. Tüm bu detayların, cerrah ve hasta arasında ayrıntılı olarak konuşulması, görsel çalışmalarla (Vectra, Photoshop) desteklenmesi ve ona göre karar verilmesinde büyük yarar var.

Yüz Gençleştirme Ameliyatlarında Yenilikler

Son katıldığım ve Kyoto’da gerçekleşen Dünya Estetik Cerrahi Kongresinde yüz gençleştirme amacıyla yapılan işlemler ile ilgili her şeyin tartışıldığı iki panel yapıldı. Temel olarak çok büyük değişiklikler olmasa da cerrahi işlemlerle, cerrahi olmayan işlemlerin kombine edilmeleri giderek artıyor.

Sadece bir yüz germe ameliyatı olup bir daha yüz gençleştirme işlemleri ile ilgilenmemek diye bir durum yok. Dolgular, botox, lazer ve radyofrekans ile ultrason teknolojileri, yüz gençleştirme ameliyatlarını tamamlayan unsurlar olarak karşımıza daha çok çıkıyor.

Üstelik, bu işlemler tek seferlik değil, belirli aralıklarla uygulanmaları gerekiyor. Dolayısıyla, yüz gençleştirme; sürekli bir çaba, bakım gerektiriyor.

İlgili konu: Fraksiyone Laser Yüz Gençleştirme Hakkında

Hemen hemen tüm plastik cerrahların üzerinde hemfikir olduğu bir diğer konu ise ameliyatlarda giderek daha çabuk iyileşme sağlayan tekniklerin tercih edilmesi. İyileşmesi ve oturması aylarca sürecek ağır teknikler yerine, gündelik hayata daha çabuk dönülmesini sağlayacak, hızlı iyileşen, daha az şişlik ve ağrıya yol açan tekniklere yoğunlaşılmış durumda.

Yüz gençleştirme ameliyatları estetik cerrahide en önemli ameliyatlar arasında ve giderek daha çok talep görüyor. Yüzde yaşlanma ve yıpranma ile oluşan olumsuz değişiklikleri gidermek için her yaşta uygulanabilecek farklı program veya paketlerden yararlanmak mümkün.

Aşırı Estetik Konusunda Uyarı: Nereye Kadar?

Vücutta değişiklik arzusu antik dönemlere kadar uzanır. Günümüzde ise yapılabilecekler neredeyse sınırsız düzeydedir. Piercing ve tatuaj’dan tüm vücudu değiştirecek ameliyatlara, hatta kulağın kesilmesine kadar çok farklı uygulamalar yapılabilmektedir.

Tiama, 1961 yılında doğmuş bir transseksüel. 20 yılını bir ejderhaya benzemek için harcamış. Kendi ebeveynleri ona bakmaktan kaçındıkları için sürüngenlerin ailesi olduğuna inanarak bu değişimi sağlamak üzere 60.000 dolar harcamış.

Bu görüntüyü sağlamak için boynuz gibi görünen dermal implantlar koydurmuş, kulaklarını kestirmiş, burnundaki kemik ve kıkırdakları şekillendirmiş, gözündeki akı boyatmış, tüm vücuduna dövme yaptırmış, kaşlarına implant koydurmuş.

İlgili konu: Plastik Cerrahi (Estetik Ameliyat) Nedir?

Tüm bu işlemlere baktığımızda, öncelikle bunların tehlikeli olduğunu söylemeliyiz. Kulakların kesilmesi en azından sesleri toplamak için mevcut bir organın yokluğuna yol açıyor. Gereksiz implantlar da ağrıya yol açabilir.

Estetik ve Plastik Cerrahinin imkanlarını mutlaka uzmanlara danışarak ve iyice tartışarak kararlaştırmak gerekir. Sınırları zorlamamak ve fayda zarar ilişkisini iyi anlayarak vücuttaki değişimlere karar verilmelidir.

Becerileriniz ile İlgili Ne Kadar Dürüstsünüz?

Her alanda neyi ne kadar yapabildiğimiz ile ilgili öncelikle kendimize karşı samimi olmamız gerekir. Bu konu, tıp uygulamalarında daha da önemlidir. Size başvuran bir hastada, kendi beceri ve deneyimleriniz tedaviyi üstlenmek için yeterli mi? Yoksa hastayı daha deneyimli olduğunu bildiğiniz birine yönlendirmeniz daha doğru olur mu?

Bu kritik soruya verilebilecek en iyi cevaplardan biri şu olmalı; hastanın sizden istediği tedaviye veya ameliyata çok sevdiğiniz birisi ihtiyaç duyuyorsa ne yaparsınız? Onu tedavi eder misiniz? Yönlendirir misiniz?

İlgili konu: Estetik Ameliyat Öncesi Doğru Doktor Nasıl Seçilir?

Bir diğer kritik test şu olabilir mi? Yapacağınız ameliyattan bir gece önce rahat uyuyabiliyor musunuz? Eğer, uyuyamıyor ve huzursuz bir gece geçiriyorsanız, o işlem için biraz daha eğitime ihtiyacınız olabilir.

Acil durumlarda bu konuya yaklaşım biraz daha farklı ele alınabilir. Hastayı bir başka yere transfer etmek sorun yaratacaksa daha aktif davranmak gerekebilir.

En önemli konu, hastaya karşı dürüst olmak. Soru sorduğunda, samimiyetle doğru cevabı vermek. O konudaki deneyiminiz ve beceriniz hakkında bilgiyi paylaşmak.

Süt Ürünleri Akneye Yol Açar mı?

Yiyecek ve içeceklerle akne ilişkisi, hasta ve yakınları tarafından çok sorgulanan ancak çok tartışmalı konulardan biridir.

Akne, genetik, mekanik ve hormonal birçok nedenden oluşur. Gıda ile akne ilişkisi, 2002 yılında Pasifik Adaları’nda yaşayanların sadece Batı tipi beslenmeye geçtiklerinde akne geliştirmeleri üzerine gündeme gelmiştir. Bunu izleyen çalışmalar, yüksek glisemik endeksi olan gıdaları ve başta düşük yağlı olmak üzere süt ürünlerini tüketenlerde akne ilişkisini ortaya koymuştur.

İlgili konu: Akdeniz Beslenme Modeli ve Sağlığımıza Olan Faydaları

Bu konudaki önemli çalışmalardan biri ise; aknesi olan 14-19 yaş aralığında 120 gençle, aknesi olmayan 105 kişinin diyetlerinin kıyaslanması olmuştur. Aknesi olanlarda süt ürünleri tüketimi bir miktar daha yüksek bulunmuştur. Bu fark özellikle düşük yağlı süt ürünlerinde anlamlı bulunmuştur.

Araştırmacılar, akne ile diyetteki glisemik index, total kalori alımı, doymuş veya doymamış yağ tüketimi, total protein ve yağ alımı arasında fark bulamamışlardır.

Liposuctionda Yeni İmkanlar: Sınırlar Genişliyor

Liposuction – vakumla yağ alma işlemi, uzun yıllardır plastik cerrahide tüm dünyada en çok uygulanan cerrahi işlem. Nedenlerini bulmak zor değil. Giderek artan kilolar, yüksek enerjili gıdalar ve hareketsiz yaşam biçimleriyle vücutta oluşan deformiteler insanları mutsuz ettikçe çözüm arayışları arttı.

Önceleri liposuction, karın, basen gibi bazı bölgelerde kullanılırken, giderek uygulama alanları arttı, kol, sırt ve bacaklar devreye girdi. Ama yine de uygulama bölgelerinde, derinin elastikiyetinin iyi olması bir ön koşuldu. Bu ön koşul, hala geçerliliğini korumakla birlikte, Vaser Liposuction, Lazer Liposuction ve Radyofrekans uygulamaları ile deri sorunları olan bir kısım hastada uygulama imkanları doğdu. Henüz, bir mucize gerçekleştirecek durumda olunmasa da hafif deri sorunlarında bu teknolojiler ile liposuction’ın sınırları genişledi.

İlgili konu: Vaser mi Lazer mi? Liposuctionda Hangisi Daha Etkili?

Özellikle, vaser, aynı anda daha geniş alanlara liposuction yapmamıza izin veriyor. Bu teknolojiler, ameliyat sonrası ödem, morluk ve hassasiyet gibi şikayetlerin de çok azalmasına yol açtı. İyileşme süreleri hızlandı, daha erken spor yapılabilmesi mümkün oldu.

Liposuction vücut şekillendirmede en önemli ve etkin işlem olma özellliğini koruyor ve ameliyatsız tekniklerdeki tüm ilerlemelere rağmen en çok uygulanan tekniklerde ilk sırada. Bunu Vaser (ultrason), lazer ve radyofrekans teknolojilerindeki gelişmelere bağlamak mümkün.

Meme Dikleştirme ve Büyütme Ameliyatlarında İyi Sonuç Nasıl Elde Edilir?

Çok kilo veren veya doğum yapan kişilerde, meme deformitesi şikayeti ile gelenler incelendiğinde, büyük bölümünde memede sarkıklık olduğunu görüyoruz. Bunların bir bölümünde, ayrıca doku azaltmak gerekirken bir kısmında, meme protezleri ile destek sağlamak gerekiyor.

Memede protezle büyütme veya destek gereken, aynı zamanda meme dikleştirme ihtiyacı olan hastalarda, ameliyat planı özel bir dikkat gerektirir. Bunun nedeni, memeyi büyütürken ile dikleştirirken kullanılan manevra ve işlemlerin birbirinin zıttı olmasıdır. Meme dikleştirilirken, yumuşak doku zarfı küçültülür ve daraltılır. Meme büyütülürken ise meme zarfının hacmi genişletilmek zorundadır. Tüm beceri, bu birbirine zıt manevraları birbirleriyle dengeli bir şekilde gerçekleştirerek, hasta beklentilerinin karşılanmasıdır.

İlgili konu: Meme Estetiği Hakkında Sık Sorulanlar

Meme dikleştirme ve meme büyütme ameliyatı, az veya çok iz bırakan bir ameliyattır. Meme ne kadar sarkıksa, iz daha uzun olur. İz başlangıçta daha belirgin, zaman içinde daha iyi bir hal alır. İz kişisel özellikler kadar, ameliyat sırasında oluşan gerginlikle de ilgilidir. Ameliyat planında dikkatli olunmaz ve aşırı gergin bir dikiş yapılırsa, iz daha belirgin olacaktır.

Meme dikleştirme ve büyütme kombinasyonu, iyi bir planlama ile başarılı bir şekilde gerçekleştirilebilir ve tatmin edici sonuçlar verir.

Piezo – Ultrasonik Kesiciler ile Rinoplasti: Rinoplastide Yeni Çağ

Burun estetiği ameliyatlarında, burun kemiği ve kıkırdaklarının şekillendirilme biçimleri birbirinden farklıdır. Burun kemiği daha sert, kıkırdaklar daha yumuşaktır. Kıkırdaklar daha rahat biçimlendirilebilir ve şekillendirilebilirken kemikle çalışmak daha zordur. Yıllardır kemik şekillendirmede kullanılan kesici ve yontucu aletler çok gelişmiş olmakla birlikte yeni arayışlar devam etmektedir.

Son yıllarda bu alanda geliştirilen en önemli teknoloji, piezo olarak adlandırılan ve Ultrason teknolojisini kullanan bir cihazdır. Gelişiminde, bu alanda çalışan plastik cerrahların önemli katkısı olan bu cihazın, özellikle uçlarının dizaynında rinoplastiye uygun adımlar atılarak, rinoplasti ameliyatlarında çok daha ince ve detaylı uygulamalar yapılabilir hale gelmiştir.

İlgili konu: İdeal Burun Estetiği Nedir?

Ultrasonik keski ve törpüler, kemiği şekillendirirken kıkırdağa ve deriye temas ettiklerinde zarar vermiyorlar, bu şekilde diğer dokulara istenmeyen bir zarar vermiyorlar. Bir diğer özellikleri, kemiği daha ince bir şekilde biçimlendirebilmeleri ve kemikte aşırı elektrikli törpülerde olduğu gibi aşırı ısıtmadıkları için hücre ölümüne yol açmamaları. Bunlar, ödemin az olmasına, iyileşmenin hızlanmasına yardımcı olabiliyor.

Piezo – Ultrasonik keski ve törpülerle rinoplastide yeni bir çağın başladığını söylemek mümkün.