Acil Durumlarda Kanamanın Önlenmesi İçin Halkın Eğitilmesi

Biraz Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahinin dışına çıkalım ve temel sağlık sorunlarından olan acil yaralanmalar ve kazalarda, kanamadan kayıpların önlenmesi için halkın eğitilmesinin önemine değinelim.

Nasıl toplumun önemli bir bölümü, öğretmenler, polis ve askerler, öğrenciler, ilk yardım kurallarını ve uygulamalarını öğreniyorlarsa, kanamayı kontrol edecek bazı uygulamaları öğrenmek ve gerektiğinde müdahale etmek de mümkündür.

İlgili konu: Estetik Ameliyat Sonrası Burnunuza Darbe Gelirse Ne Yapmalı?

Yanlış turnike uygulamalarından kaçınmak, kanama bölgesine doğrudan baskı yapmak, kanayan kol veya bacağı yükseltmek gibi temel kurallarının öğretildiği, neredeyse yarım saatlik bir kursun detaylarının tartışıldığı bir cerrahi kongresinde, kongreye katılan cerrahların %94’ü kursu ve içeriği çok doğru bulmuş, yine büyük çoğunluğu bunun ulusal bir öncelik olduğu konusunda birleşmiş, %82‘si ise 2-3 yılda bir hatırlatma amaçlı, kurs tekrarlarının yararlı olacağını belirtmişlerdir.

Toplumun ilk yardım konusunda eğitilmesinde olduğu gibi, kanama kontrolü konusunda eğitilmesi de toplum yararınadır. Basit uygulamaların öğrenilmesi ile trafik kazaları, iş kazaları, hatta son yıllarda ne yazık ki sayıları çok artan büyük çapta yaralanmalara yol açan patlama ve sabotajlarda kanama nedeniyle kayıpların önlenmesi mümkün olacaktır.

Anksiyete (Endişe) Diyetten Etkilenir mi?

Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahinin alanı dışına çıkmaya devam edelim ve güncel sağlık uygulamaları içinde giderek önemi daha iyi anlaşılan diyet konusunda bir yazıyı paylaşalım.

Depresyon konusunda diyetin etkisi daha çok çalışılmış ve bilinen bir konu olmasına rağmen endişe konusunda diyetin yararları olabilir mi? Bu konuda New York’ta yapılan bir çalışmaya göre, günümüzde en çok rastlanan sorunlardan biri olan Anksiyete sorunlarında çok şaşırtıcı bir duruma rastlanmış. Batı tarzı veya modern beslenme yöntemlerini uygulayanlarda, anksiyete %25-29 oranında daha çok görülmüş. Choline isimli B vitamin benzeri bir maddenin beslenme sırasında yetersiz alınması da endişeyi arttırmış.

Kefir, yoğurt ve probiyotikli gıdaların da anksiyete üzerinde yararlı etkileri olmuş. Bağırsakta fermente olan gıdalar, beyin dolaşımı üzerine yararları ile anksiyeteyi azaltmaktadır. İyi olarak adlandırılına bakterilerin anksiyete üzerine katkıları küçümsenemez.

İlgili konu: Lipoliz Tedavisi ile Ne Kadar Kilo Verilebilir?

Tıp öğrencilerinde yapılan bir çalışmada ise omega 3 kullanımının, öğrencilerde %20 oranında endişe azalmasına yardımcı olduğu görülmüştür.

Bir diğer önemi bulgu ise, glutenden fakir beslenmenin yararları üzerindedir. İskandinavya’da yapılan bir çalışmada %72 düzeyinde anksiyetesi olan bir grupta 1 yıllık glutensiz beslenme, endişe düzeyini %25’e indirmiştir.

Şeker hastalarında yapılan bir çalışma ise yüksek kan şekeri ile endişe arasında doğrudan bir ilişki ortaya koymuştur. Düzensiz beslenme, protein ve yağın yeterince alınmadığı durumlarda panik rahatsızlığına rastlanması da beslenmenin duygu durum bozukluklarında yerini bize net olarak hatırlatmaktadır.

Meme Onarımında Kadınlar Sağlıklı Karar Verebiliyor mu?

Meme kanseri tedavisinde, meme onarımının önemini, vücudu tamamlayan bir organ olarak meme onarımının değerini birçok yazımızda anlatmaya çalıştık. Ancak, kadınların bu kararları verirken nasıl hareket ettiğine dair bilgileri pek paylaşmadık.

Yapılan çalışmalar, en gelişmiş ülkelerde bile kadınların meme kanseri sonrasında bilgilendirilirken yeterli düzeyde bilgi sahibi olamayabileceğini ortaya koyuyor. Sağlıklı karar vermek için, en önemli 2 nokta, konu hakkında yeterli bilgiye sahip olmak ve bu bilgilerden sizin için uygun olanını seçebilmek olduğunu söyleyebiliriz.

İlgili konu: Meme Ameliyatında Kullanılan Silikon, Kanser Yapar mı?

Meme kanseri sırasında onarımın önemi, onarım teknikleri ve bunların yan etkileri ve komplikasyonları hakkında bilgi edinmek için daha anlaşılır, basit açıklamalara gerek vardır. İnternet ortamında çok fazla bilgi olmasına karşın bu konuda karşılıklı görüşmenin yerini hiçbir şey tutamaz.

Tekniklerin olumsuz taraflarının olabileceği ve ilave ameliyatların gerekebileceği, asimetriler, doku kayıpları, şekil bozuklukları üzerine yeterli bilgi sahibi olmak gerekir. Ayrıca doktorun yardımı ile kişinin kendisine en uygun yöntemi tercih etmesini sağlamak üzerine stratejilere ihtiyaç vardır.

Gelişmiş ülkelerde yapılan bazı çalışmalar, tüm çabalara rağmen kadınların doğru bilgi ve kendilerine uygun karar verme konusunda hala yetersizlikler olduğunu (doğru karar oranı %45) ortaya koymaktadır.